Kızamık son üç ayda 350 vakaya ulaştı | Türkiye Kliniği

- Güncelleme:
Kızamık son üç ayda 350 vakaya ulaştı | Türkiye Kliniği

Türkiye Cumartesi Haberleri

Kızamık, tarihi çok eskilere dayanan, milyonlarca insanın hayatına ve ondan daha fazlasının sakat kalmasına sebep olan bulaştırıcılığı çok yüksek bir hastalıktır.

Kızamık son üç ayda 350 vakaya ulaştı | Türkiye Kliniği

Çocukluk dönemi hastalığı olan kızamık, eğer hiç aşı olunmadıysa ya da doğal olarak geçirilmediyse her yaşta görülebilir. Çocukluk döneminde bile ağır geçirilme riski olan bu hastalığın erişkin dönemine ötelenmesi çok daha sıkıntılı tablolara yol açabilir. Yaklaşık yarım asırdır uygulanan aşısı ile önlenebilir bir hastalık durumunda olan kızamığın, tekrar artmaya başlaması çok düşünülmesi gereken bir problemdir.

Kızamık aşıları 1980 yılından beri uygulanmakta olup, o sayede milyonlarca çocuğun kaybının önüne geçilmiştir. Düzenli aşılama öncesinde dünya genelinde yılda yaklaşık 2,5 milyon çocuğun ölümüne sebebiyet vermekteydi. Küresel aşılama programları sayesinde dünyada 2011 yılında 158 binlere kadar ölüm sayılarında azalmalar meydana gelmiştir. Yıllar içinde bu sayı daha da azalarak çok düşük seviyelere ulaşmıştır. Kızamık virüsünün dolaşımının durdurulabilmesi için toplumun %95 ve üzerinin aşılı olması gerekmektedir. Son yıllarda aşı kararsızlığı dünyada olduğu gibi ülkemizde de çok revaçtadır. Sosyal medyada yayınlanan yalan yanlış her türlü bilgi birçok insanın kafasını karıştırmaktadır. Aşılama oranları azaldıkça yıllarca görmediğimiz başta kızamık olmak üzere birçok bulaşıcı hastalık tekrar ortaya çıkmaktadır. Kızamık hastalığı özellikle bağışıklığı baskılanmış kişilerde çok ciddi ölümle sonuçlanabilecek durumlara yol açabilmektedir. Hastalığın normal seyrinde de yüksek ateş, beslenme bozuklukları, kulak enfeksiyonları, zatürre ve menenjit gibi istenmeyen problemlere rastlanabilir. Hatta ağır geçirilen hastalıklar sonrası, yıllar içerisinde SSPE denilen ölümcül ilerleyici tedavisi olmayan ensefalit tablolarını da görmek mümkün olabilmektedir. Doğrusu biz bu problemleri bizzat yaşayıp gören hekimler olarak, hiç de hafife alınacak bir hastalık olmadığını biliyoruz. 

AŞI KARARSIZLIĞI SON BULMALI

İlk bir yaş içinde anneden geçen koruyucu antikorlarla genellikle kızamık hastalığını görmüyoruz. Kızamık salgınında bu antikorlar yetersiz kalabiliyor ve hastalık bir yaş altında da nadiren de olsa görülebiliyor. 9-12 ay arasında ekstra bir doz olarak kızamık aşısı olabilir ama yine de bir yaşında standart aşılamayla mutlaka tekrar yapılması gerekiyor. Aynı zamanda 4 -6 yaş aralığında da rapel doz denilen hatırlatma dozunu da ihmal etmemek gerekli. Normal şartlarda 1 yaşında ve 4 yaşında iki doz olarak yapılması şart olup, ilave olarak 9-12 ay arasında da yapılması salgın döneminde faydalı olacaktır. Neredeyse sıfır seviyesinde olan kızamık hastalığının, son üç ay içinde 350’lere yaklaşması biraz düşündürücü bir durum. Hastalık olduktan sonra çeşitli tedavi önerileri olmakla birlikte gerçekten kür sağlayan bir ilaç tedavisi yoktur. Semptomatik tedavi ve yüksek doz A vitamini tedavisi hastalık seyrini hafifletebilir ama kesinlikle tam etkili bir ilacı yoktur. Yarım asırdır aşısı yapılan, gerçekleri çarpıtılmış olmayan yan etkileri var diye gösterilen bu hastalığın giderek görülme sıklığının artması çocuklarımızın sağlığı açısından çok riskli bir durumdur. Yan etki diye belirtilen durumların hiçbir bilimsel zemini yoktur. 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...