Akaryakıt istasyonunda baba ve 2 çocuğu can vermişti! Acılı anne mahkemede isyan etti
Samsun'da akaryakıt istasyonunda baba ve 2 çocuğunun öldüğü heyelanla ilgili sanıklar hakim karşısına çıktı. Heyelanda eşini ve iki evladını kaybeden Çiğdem Kaya, "Saçlarının teline bile zarar gelsin istemiyordum. Ben saçlarının teline kadar adalet istiyorum." dedi. Sanık ise 82 yaşında olduğunu belirterek tahliyesini istedi.
Samsun'un Canik ilçesinde akaryakıt istasyonunda arabasını yıkamak isteyen baba ile 2 kızının heyelan nedeniyle ölmesine ilişkin istasyon sahibi ve mesul müdürünün yargılanmasına başlandı.
Samsun 6. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya müşteki Çiğdem Kaya, tutuklu sanık istasyon sahibi M.Z.G. ile adli kontrol şartıyla serbest bırakılan mesul müdür K.Y. ile taraf avukatları katıldı.
Duruşmaya katılma talebi bulunan, toprak kayması sonucu hayatını kaybeden Adem Kaya'nın annesi Nurhayat ile babası İrfan Kaya da mahkemede hazır bulundu.
Mahkeme başkanı duruşmaya yazılı savunma sunan tutuklu sanık M.Z.G'nin savunmasını okudu.
"HER TÜRLÜ SORUMLULUĞU YERİNE GETİRMEYE HAZIRIM"
M.Z.G. savunmasında yaşanan olaydan dolayı çok üzgün olduğunu belirterek, "Sabah İl Emniyet Müdürlüğüne avukatım ile gittim. Teslim oldum. Bu olaydan dolayı çok üzgünüm. İki yavrumuz ile babalarının acısını hafifletmek adına söylenecek hiçbir sözüm yok. Allah rahmet eylesin. Mekanları cennet olsun. Anneye ve aileye baş sağlığı ve sabırlar diliyorum. Maddi ve manevi her türlü sorumluluğu yerine getirmeye hazırım. Başka türlü ben de huzurlu olamam. Olaydan sonra anne ile gelinim aracılığıyla irtibat kurmak istedim. Kendileriyle değil avukatlarıyla görüşmemizi önermiş." ifadelerine yer verdi.
Sahibi olduğu tesisin ruhsatlarının yasaya uygun şekilde alındığını ifade eden M.Z.G, tesisin belirli dönemlerde ilgili bakanlık ve kurumlarınca, TSE, Büyükşehir Belediyesi, Canik Belediyesi ve ana firma tarafından denetlendiğini kaydetti.
"82 YAŞINDAYIM VE BİRÇOK HASTALIĞIM VAR"
Tesisin 2011 yılından olayın yaşandığı tarihe kadar faaliyette olduğunu aktaran M.Z.G, şunları kaydetti:
"27 Nisan'dan itibaren de bugüne kadar kapalıdır. 4 şirketimde 100 çalışanımla 400-500 kişiyi yönetiyor, yönlendiriyorum. Bu koşullarda ayakta durmakta zorlanıyoruz. Cezaevi koşulları zor. 82 yaşındayım ve birçok hastalığım var. Kaçma şüphem yok. Tahliyemi talep ediyorum. Aileye elimden gelenin fazlasıyla yardımcı olacağım."
Tutuksuz sanık K.Y. ise olayın yaşandığı gün izinli olduğunu, haber aldığında olay yerine giderek ekiplere yardımcı olduğunu söyledi.
ÇALIŞAN, SUÇU PATRONUNA ATTI
İş yerinde 15 yıldır çalıştığını anlatan K.Y, "Şifahen istasyondan sorumluyum. Bankaya para yatırıyorum. İstasyonda personeli yönetiyorum. Patronumun bilgisi dahilinde personeli alıp çıkarıyorum. Muhasebeyi tutuyorum." diye konuştu.
Mahkeme başkanının, mahkemeye sunulan iş sağlığı ve güvenliği raporunda yer alan "İstasyondaki eksiklik ve önlemler neden alınmadı?" sorusuna K.Y, "Bunlar patronumun sorumluluğundadır." cevabını verdi.
"ÇOCUKLARIM O TOPRAĞIN ALTINDA ÇÜRÜDÜ"
Müşteki Çiğdem Kaya ise sanıklardan şikayetçi olduğunu belirterek, adaletin yerini bulmasını istedi.
Mahkemeye bir anne olarak konuşmak istediğini dile getiren Kaya, "27 Nisan'da ailemle mutlu mutlu arabamızı yıkayıp dönecektik ama maalesef başımıza bu olay geldi. Yanımda evlatlarım ve eşim öldü. Seslerini duyamadım. Ben orada yardım isterken onlar can vermiş. Benim çocuklarımla eşimin hayalleri vardı. Ben de 8 aydır hastane hastane geziyorum. Kolumu kullanamıyorum. Bacaklarım aksıyor. 8 aydır benim çocuklarım o toprağın altında çürüdü." dedi.
"KEŞKE ORADA ÖLSEYDİM DE BUNLARI GÖRMESEYDİM"
Kimlerin suçu varsa cezalandırılmasını talep eden Kaya, şunları kaydetti: "Ben evlatsız bir anneyim. Kim bana 'anne' diyecek. Benim bu ay çocuğumun doğum günü. Kim pasta üfleyecek... Çocuğum yok benim. Ben çok zor dünyaya getirdim onları. Böbreğim şişti. İki tane düşüğüm oldu. Saçlarının teline bile zarar gelsin istemiyordum. Ben saçlarının teline kadar adalet istiyorum. Kimler suçluysa cezalandırılmalarını istiyorum. Adalet arıyorum. Ben burada bir anne olarak sesleniyorum. Benim canım yandı. Psikolojim iyi değil. Psikiyatriye, fizik tedaviye gidiyorum. Keşke orada ölseydim ben bunları görmeseydim diyorum. Bence o gün 4 cenaze çıktı ama 3'ünü gömdüler. Beni unuttular. Hayatım alt üst oldu. İstanbul'a dönmek zorunda kaldım. Bir Samsun'a sığdıramadılar. Adalet istiyorum."
Maktul Adem Kaya'nın annesi Nurhayat ve babası İrfan Kaya da tek olan evlatları ile torunlarını kaybetmenin acısını yaşadıklarını ifade ederek sanıkların cezalandırılmasını talep etti.
DURUŞMA 7 NİSAN'A ERTELENDİ
Tanıkları da dinleyen mahkeme heyeti, "taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma" suçundan 2 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanan M.Z.G'nin tutukluluk halinin, K.Y'nin de adli kontrol tedbirinin devamına karar vererek duruşmayı 7 Nisan 2026'ya erteledi.
Samsun-Ordu kara yolunda bir alışveriş merkezinin yanındaki oto yıkama parkının bulunduğu alanda 27 Nisan'da toprak kayması meydana gelmiş, araçlarını yıkarken kayaların ve toprağın altında kalan 4 kişilik aileden anne Çiğdem Kaya yaralı olarak kurtarılmış, baba Adem Kaya ve çocukları Ayla Kaya ile Açelya Mina Kaya hayatını kaybetmişti.
"ÖNCE ALLAH'IN ADALETİNE, SONRA ADALETİMİZE BIRAKIYORUM"
Duruşmanın ardından gazetecilere açıklamalarda bulunan anne Çiğdem Kaya, eşi ve çocukları için adalet aradığını belirtti.
Mahvolduğunu ifade eden Kaya, "Hayatımı perişan ettiler. Neler yaşadığımı bir ben bir Allah biliyor. Benim yuvamı yıktılar, evim yıkıldı. Ben hakkımı hiçbir şekilde helal etmiyorum. Önce Allah'ın adaletine, sonra adaletimize bırakıyorum. İnşallah cezalarını alırlar." diye konuştu.
Müşteki avukatı Kartal Akcan da sanıklara "bilinçle taksirle" mahkumiyet verilmesini talep ettiklerini kaydetti.
