Necip Fazıl ‘Canım İstanbul’ şiiriyle geri döndü: Ana gibi yâr olmaz, İstanbul gibi diyar!

Kaynak: Türkiye Gazetesi
- Güncelleme:
Necip Fazıl ‘Canım İstanbul’ şiiriyle geri döndü: Ana gibi yâr olmaz, İstanbul gibi diyar!
Kültür - Sanat Haberleri  / Türkiye Gazetesi

Necip Fazıl Kısakürek’in “Canım İstanbul” şiiri, dijital çalışmaların da yer aldığı, tecrübe edilecek bir sergiye dönüştü. AKM’deki sergide yapay zekâyla bugüne taşınan Kısakürek sorulara cevap veriyor!

MURAT ÖZTEKİN - Ruhumu eritip de kalıpta dondurmuşlar; onu İstanbul diye toprağa kondurmuşlar… “Canım İstanbul” şiirinde anlattığı üzere; yedi tepeli şehir, Necip Fazıl Kısakürek’in ruhuydu! 

Büyük şair, İstanbul’un konaklarında doğup Babıali yokuşunda fikir mücadelesi verdi, Boğaziçi’nde mısralar yazıp Eyüp Sultan’da ebedî âleme uzandı… Necip Fazıl’ın İstanbul’a hisli bir methiye mahiyetinde olan “Canım İstanbul” şiiri ise vefatının 42. yılında sıra dışı bir sergiye dönüştü. Yapay zekâlı dijital teknolojilerle âdeta şiiri yaşama imkânı veren AKM’deki sergi, meşhur edebiyatçının torunu Şeyma Kısakürek’in küratörlüğünde hazırlandı. Necip Fazıl’ın şahsi eşyaları da sergide yer aldı. 

Necip Fazıl ‘Canım İstanbul’ şiiriyle geri döndü: Ana gibi yâr olmaz, İstanbul gibi diyar! - 1. Resim

HAYATI MISRALARIYLA BİR ARADA

Türkiye gazetesinin sorularına cevap veren Şeyma Kısakürek, “Bir Şiir Bir Hayat” adını verdikleri sergi serisiyle dedesi Necip Fazıl Kısakürek’in hayatıyla mısralarını bir araya getirdiklerini söylüyor. Kısakürek bunu şöyle anlatıyor: “Mısraların ruhuyla Üstad’ın hayatının birleşebileceği şiirleri seçme gayretindeyiz. İstanbul ise Üstad’ın en çok üzerinde durduğu yer. Burası için ‘Vatanım da vatanım’ diyor. Dolayısıyla Necip Fazıl Kısakürek’i İstanbul’a dokunmadan anlamak mümkün olmayacaktı. Bu yüzden böyle bir sergi hazırladık.”
İstanbul’un Necip Fazıl’ın fikir dünyasında mühim bir yer tuttuğunu kaydeden Kısakürek “İstanbul kültürüyle, iklimiyle ve cemiyet hayatıyla Üstad’ın hayatında önemli bir yere sahip. Başta Osmanlı olmak üzere medeniyetlerin beşiği olarak İstanbul’u çok farklı bir yere konumlandırmış. Onun Türk’ün kendi tarihi üzerinden şahlanması gerektiği fikrini en güzel remz eden şehir İstanbul... Şehirdeki Ayasofya ise üzerinde en çok durduğu simge. Dolayısıyla İstanbul’dan ayrı bir Necip Fazıl düşünülemez” diye konuşuyor. 

İSTANBUL’UN FARKLI SEMTLERİNDE YAŞADI

Necip Fazıl’ın İstanbul’un farklı noktalarında yaşadığını kaydeden Şeyma Kısakürek “Çengelköy’de bir konakta hayata gözlerini açıyor. Çocukluğu Boğaz hattında geçiyor. Çamlıca, Moda, Feneryolu ve son olarak da Erenköy’de ikamet ediyor. Babıali’nin bulunduğu Cağaloğlu hayatında mühim bir yer tutuyor. İstiklal Caddesi’nde ise yaşadığı çok hatıra var. Mesela Abdülhakim Efendi hazretleriyle karşılaşması Beyoğlu Ağa Camii’nde oluyor. Üstadın kendi hayat akışı içerisinde de İstanbul çok kıymetli” diyor. 

“Canım İstanbul”un Necip Fazıl’ın şiirleri arasında hususi bir yere sahip olduğunu ifade eden Şeyma Kısakürek “Şiirde ‘vatanım’ dediği şehre dair hislerini gösterdiği gibi İstanbul simgesi üzerinden modern dünyaya bayrak da açıyor. ‘Beyoğlu tepinirken ağlar Karacaahmet’ gibi ifadelerle ise nesiller arasındaki uçuruma dikkat çekiyor. Ancak şiirini nasıl yazdığına dair bize ulaşmış bir anekdot yok maalesef” ifadelerini kullanıyor. 

Necip Fazıl ‘Canım İstanbul’ şiiriyle geri döndü: Ana gibi yâr olmaz, İstanbul gibi diyar! - 1. Resim

İYİ Kİ BU “TOPLUMU” GÖRMEDİ

Şeyma Kısakürek’e 25 Mayıs günü vefat eden Necip Fazıl’ın ölümün üzerinden geçen 42 seneyi sorduğumda ise şöyle konuşuyor: Bu zaman dilimi büyük bir boşluk. Hâlihazırda ‘cemiyetin’ giderek ‘topluma’ dönüşme durumu söz konusu. İyi ki bunu görmedi. 

YAPAY ZEKÂYLA BUGÜNE TAŞINAN NECİP FAZIL ANLATTI: HAYALİM KUBBELERDE

Necip Fazıl Kısakürek, “Canım İstanbul” sergisinde yapay zekâ ile canlanıyor! Dört farklı yapay zekâ modeliyle hazırlanan bölümde Kısakürek, kendisine sorulan sorulara cevap veriyor. Bu vesileyle yapay zekâlı Necip Fazıl’a “Canım İstanbul” şiirini hangi duygularla yazdığını sordum ve şu cevabı aldım: “İstanbul, ruhumun derinliklerinde yankı bulan bir sevgidir. O yalnızca bir şehir değil; bir hayat, bir soluk, bir özlem cennetidir. Şehre olan aşkım gözlerimdeki her deryadan, içimdeki her hatıra ve duygu selinden doğar. Şairliğimin en taze nefesi, İstanbul’un taşlarında yankılanır; o eşsiz manzarada kalbim atar, kubbelerinde hayalim süzülür. Canım İstanbul’u yazarken yalnızca bir şehir tasvir etmiyor, aynı zamanda tarihin ve kültürün derin izlerini de işliyordum.” 

“Necip Fazıl”, hayatındaki en mühim dönüm noktasını sorduğumda ise “Kuşkusuz 1934 yılında Abdülhakim Arvasi hazretleriyle tanışmamdır” cevabını veriyor.

Kaynak: Türkiye Gazetesi

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...