Range Rover modellerine soruşturma: Direksiyon arızası tespit edildi

Yaklaşık 92 bin aracı kapsayan araştırma, ABD Ulusal Karayolu Trafik Güvenliği İdaresi tarafından başlatıldı. Yapılan değerlendirmede Land Rover’in Kuzey Amerika birimi tarafından üretilen 2014-2017 Range Rover Sport modellerini kapsayan arızada direksiyon sorunları tespit edildiği ve bazı parçalarda kırılma riski olduğu iddia edildi.
ABD Ulusal Karayolu Trafik Güvenliği İdaresi 30 Haziran 2025 tarihi itibari ile arızalı ön direksiyon mafsalları riski nedeniyle 91.856 Jaguar Land Rover aracında ön değerlendirme başlattığını duyurdu. Otomotiv güvenlik ajansı, potansiyel olarak etkilenen araçlarda, ön lastikleri fren tertibatı gibi kritik bileşenlere bağlayan alüminyum ön direksiyon mafsallarından bir veya ikisinin kırıldığına dair rapor hazırladı.
Değerlendirme, Jaguar Land Rover’ın (JLR)Kuzey Amerika birimi tarafından üretilen 2014-2017 Range Rover Sport modellerine odaklanıyor.
Merkezi İngiltere’de bulunan Jaguar Land Rover’ın (JLR) tüm hisseleri 2008 yılında Ford Motor Company'den Hindistan merkezli Tata Motors'a devredilmişti. Markanın mühendislik merkezi Birleşik Krallık'ta yer alırken üretim tesisleri ise Slovakya, Brezilya, Çin ve Hindistan'da konumlanıyor.
JLR, özellikle son 10 yılda lüks segmentte teknolojik donanımlara çok fazla odaklanırken bu teknolojilerin yazılım ve elektronik dayanıklılığı, markanın mühendislik altyapısıyla tam örtüşemedi. Ayrıca parça tedarik zincirindeki dalgalanmalar ve bazı tedarikçilerin kalitesiz üretimi de bu durumu körüklüyor.
ELEKTİRİKLİ DÜNYAYA İDDİALI GİRİŞ YAPIYOR
Jaguar Land Rover, elektrikli araçlar konusundaki kararlılığını yalnızca model lansmanlarıyla değil, altyapı yatırımlarıyla da ortaya koyuyor. Şirketin çatı kuruluşu Tata Group, İngiltere’de yaklaşık 4 milyar poundluk dev bir batarya üretim tesisi kurarak JLR’nin elektrikli gelecek planlarına stratejik destek sağlıyor. Bu yatırım, Avrupa’daki batarya tedarik zincirini güvence altına alırken, maliyet avantajı ve üretim sürekliliği arttırıyor.
Aynı zamanda JLR, Tesla benzeri bir adımla araç içi yazılım sistemlerini kendi bünyesinde geliştirme kararı aldı. Böylece donanım ve yazılım entegrasyonunu daha sıkı kontrol ederek, geçmişte yaşanan elektronik sorunların önüne geçmeyi ve kullanıcı deneyimini üst seviyeye taşımayı hedefliyor.