Israrlara rağmen satmıyor! 'Yakıtı çok az, parçası ucuz' dediği arabaya gözü gibi bakıyor
İskenderun'da yaşayan 52 yaşındaki Şevki Akpınar, dedesinden kalan 1977 model Anadol SL'ye özenle bakıyor. Akpınar, 48 yıllık aracı 25 yıldır kullandığını ve çocuklarına bırakmayı planladığını söyledi. Aracı aileden biri olarak gördüğünü belirten Akpınar, "Çok satmamı isteyen oldu ama vermek istemedim, vermeyeceğim de" ifadelerini kullandı.
Dede yadigarı klasik arabayı 25 yıldır seyahatlerinde kullanan İki çocuk babası Akpınar, dedesini 2007'de kaybetmesinin ardından daha çok bağlandığı aracının bakım ve onarımlarını kendisinin yaptığını söyledi.
Seri üretimi yapılan ilk Türk otomobili olan Anadol'u 25 yıldır seyahatlerinde kullanan Akpınar, 48 yıllık aracı çocuklarına emanet etmeyi planladığını ifade etti. Akpınar, "Dedemin tek arabasıydı ve o da gözü gibi bakıyordu. Ben de onun anılarına, emanetine sahip çıkmaya çalışıyorum" dedi.
"ÇOCUKLUĞUMUZ, GEÇMİŞİMİZ VAR BU ARABADA"
Şevki Akpınar, çocukluğunun geçtiği otomobili "gözü gibi" koruduğunu söyledi. Aracı aileden biri olarak gördüğünü belirten Akpınar, "Amcalarım, halalarım, birçok akrabam bu araçta ehliyet aldılar. Çocukluğumuz, geçmişimiz var bu arabada. Oğlum ve kızım da bu arabada ehliyet aldı." dedi.
"ÇOK SATMAMI İSTEYEN OLDU AMA VERMEK İSTEMEDİM"
Akpınar, otomobille aralarında özel bağ olduğunu vurgulayarak şöyle konuştu:
"Dedem, tamirci olduğum için 'Bunu sen yürütürsün' dedi ve aracı bana verdi. Dedemin tek arabasıydı ve o da gözü gibi bakıyordu. Ben de onun anılarına, emanetine sahip çıkmaya çalışıyorum. Rahmetli dedemi çok severdim. Araba da ondan yadigar kaldığından dolayı bebeğim, gözüm gibi bakıyorum. Kendim de tamirciyim zaten. Çok satmamı isteyen oldu ama vermek istemedim, vermeyeceğim de."
"YAKITI ÇOK AZ, PARÇASI UCUZ, İŞÇİLİĞİ BASİT"
Otomobili ailecek aktif kullandıklarını dile getiren Akpınar, "Araç kendimden bir parça haline geldi. Uzun yol, şehir içi ve dışı, piknikler, dağ, dere ve tepe her yere bu arabayla gidiyorum. Ona göre de bakıyorum. Yakıtı çok az, parçası ucuz, işçiliği basit. Bence günümüz şartlarının en güzel arabası." ifadelerini kullandı.
Akpınar, sözlerini şöyle sürdürdü:
"SL modeli, o dönemin 'süper lüksü' diye geçiyor. Hakikaten konforlu bir araba. Her şeyi orijinal ve uzun yolda kullandığım için biraz motoru ve şanzımanını güçlendirdim. Ankara'da birçok arabanın karda çıkamadığı rampaları, bu araba arkasındaki çeki demirine bağlanan araçları çekerek tırmanıyor. Alkışlayanı, fotoğraf çekenleri vardı."
