Sahte engelli, gerçek engelliye zulmediyor! Rapor alabilmek için büyük mücadeleler veriyorlar

Yüzde 90’ın üzerinde engeli olan kişiler rapor alabilmek için hastanelere taşınır, zaman zaman şehirler arası yolculuk yapmak zorunda kalırken, çeteler sağlam insanlara engelli raporu veriyor. Hukukçular “Sahte diploma ve ehliyetten daha önemli bir konu sahte engelli raporları. Çeteler çökertiliyor ancak bu raporları hâlâ kullananlar var” diyor.
KAAN ZENGİNLİ - Her yıl Türkiye’de yüz binlerce vatandaş engelli raporu almak için başvuruda bulunuyor. Ancak bu süreç, özellikle ağır engelli bireyler için ciddi zorluklar barındırıyor. Yatağa bağımlı, kendi ihtiyaçlarını karşılayamayacak durumda olan ve yüzde 90’ın üzerinde engelli olduğu bilinen bireyler dahi sağlık kurulu raporu alabilmek için çeşitli aşamalardan geçmek zorunda. Bu kişilerin hastaneye taşınması, muayene sürecinden geçirilmesi ve ilgili uzman doktorların görüşlerine tek tek başvurulması hem hasta yakınlarını hem de kendilerini zor durumda bırakıyor.
Özellikle kırsal bölgelerde bu işlemleri tamamlamak günler, hatta haftalar sürebiliyor. Üstelik her hastane veya sağlık kurulu evde rapor düzenlemediğinden, hastaların şehirler arası taşınması bile gerekebiliyor. Tüm bu sebeplerle gerçekten engelli olan vatandaşlar hak ettikleri sosyal desteklere ulaşmakta güçlük çekerken, sahte raporla haksız kazanç elde eden çeteler kamu vicdanını derinden yaralıyor.
RAPORLAR GERİYE DÖNÜK ACİLEN KONTROL EDİLMELİ
Türkiye son günlerde sahte diplomalar ve usulsüz ehliyetlerle çalkalanırken, hukukçular asıl bakılması gereken tarafın ‘sahte engelli raporları’ olduğuna dikkat çekiyor. Çeteler, ÖTV’siz araç ve evde bakım maaşı almak, malulen emekli olmak için engelli raporları düzenliyor. Birçok çete çökertildi ancak sistemin bir şekilde hâlâ yürüdüğü iddia ediliyor. Bu yolla devletin milyarlarca lira zarar ettiği belirtiliyor. Avukat Volkan Karabağ “Sahte belgeyi alan da veren de suçludur. Bu sebeple mutlaka engelli raporları geriye dönük sorgulanmalıdır. Mutlaka açıklar çıkacaktır” dedi.
SÜREÇ NASIL İŞLİYOR?
Avukat Karabağ süreci şöyle anlattı: Süreç genellikle, daha önce bu yolla rapor almış biri ya da sosyal medya platformlarında dolaşan ‘gizli bağlantılar’ aracılığıyla başlıyor. ‘Rapor garantili’, ‘sistemde görünüyor’, ‘devlet hastanesinden alınacak’ gibi ifadelerle güven kazanan aracı kişiler, başvuruda bulunmak isteyenleri çete ile tanıştırıyor. Bu noktada talep edilen ücretler çoğunlukla 50 bin ile 200 bin TL arasında değişiyor. Rapor almak isteyen kişiyle yüz yüze görüşülüyor ve belgeler toplanmaya başlıyor.
JOKER HASTA TAKTİĞİ!
Ardından çetenin bağlantılı olduğu sağlık kurumu devreye giriyor. Bazı özel hastaneler ya da devlet hastanelerinde görev yapan doktor, hemşire veya veri giriş personeli bu çetelerle iş birliği içinde hareket ediyor. Gerçek bir hastalık veya engel olmamasına rağmen, kişiye ciddi sağlık sorunları varmış gibi gösterilen tetkikler hazırlanıyor. Gerekirse başka bir kişinin tahlil sonuçları sisteme yükleniyor, görüntüleme kayıtları değiştiriliyor. Bu yönteme “joker hasta” taktiği deniyor: Gerçekten engelli olan bir kişinin raporları, sahte başvuru sahibi adına düzenleniyor.
GRİ ALAN HASTALIKLARI
Bir diğer yöntem ise, sağlık kurulundaki doktorların etkilenmesi ya da kararların yönlendirilmesi. Engelli oranını yüzde 40’ın üzerine çıkarabilmek için özellikle ‘gri alandaki’ hastalıklar (göz tansiyonu, kalp ritim bozukluğu, diyabet vb.) kullanılıyor. Kurul raporunu onayladıktan sonra kişi, e-Rapor sistemi üzerinden belgeye erişebiliyor.
ÇETELER BİR BİR ÇÖKERTİLİYOR
Emniyet ekipleri sahte engelli raporu üreten çetelere operasyonlarını hızla sürdürüyor. Son 5 yılda onlarca çete çökertildi. Aydın, İzmir, İstanbul, Ankara ve Şırnak’da 500’den fazla kişi hakkında hukuki işlem başlatıldı. Kamu zararının milyarlarca lira olabileceği iddia ediliyor.