Aktivistler 'Türkiyeli siyonistleri' deşifre etti: Bizi sorgulayanlar Türkçe biliyordu

Sumud filosuyla Gazze’deki siyonist ablukasını kıran aktivistler, işkence gibi muamelelere maruz bırakıldıkları İsrail’de Türkiye doğumlu kişiler tarafından sorgulandıklarını anlattı.
YILMAZ BİLGEN - Türkiye pasaportu taşıyan 4 bin siyonistin Gazze’deki katliama ortak olmak için İsrail ordusuna katıldığını deşifre etmiştik. Geçen sene haziran ayında manşete taşıdığımız bu gerçekle, Küresel Sumud Filosu’ndakiler de yüzleşti. İsrail’in elinden kurtarılıp İstanbul’a getirilen aktivistler, bu kişilerin kendilerine yaşattıklarını anlattı.
"ÜLKEMİZİ KÖTÜLEMEMİZİ İSTEDİLER"
Alıkonulduktan sonra getirildikleri Usdud (Aşdod) Limanı’nda Türkçe konuşan askerler tarafından karşılandıklarını söyleyen gazeteci Yaşar Yavuz “Bizi uzun süre sorguya çektiler. ‘Bu işin arkasında Türkiye var’ dememiz için baskı yaptılar” ifadelerini kullandı.
Yavuz, elleri kelepçeli hâlde zırhlı mahkûm aracıyla cezaevine nakledildiklerini belirterek “4 saat süren yolculuk boyunca klimayı açık tuttular. Çok üşüdük. Cezaevine vardığımızda da çok iyi Türkçe bilen askerler bizi sorguya aldı. Her birimiz için ayrı ayrı özel dosya tuttular. Ülkem aleyhine konuşmam için zorladılar. İstediklerini alamayınca darbettiler” açıklamasında bulundu.

RÜTBELİ ASKER, YOZGATLI ÇIKTI!
Dilek Tekocak da aktardıklarıyla Yavuz’u doğruladı. İnsanlık adına utanç verici bir muamele gördüklerini dile getiren Tekocak “Başörtümü çıkardılar. Tişörtümle başımı kapatmaya çalıştım. Kadınları zorla soydular. Sorgu seansı limanda başladı. Türkçe bilen askerlerin arasında kadınlar hatta rütbeli biri bile vardı. Bu kişi Anadolu şivesiyle konuşuyordu. Türkçesinin nasıl bu kadar iyi olduğunu sordum. ‘Yozgatlıyım, babam Türk, annem Yahudi’ cevabını verdi. Bunlar Türkiye pasaportu taşıyor ancak İsrail bu durumu gizliyor. Telaffuzları kursla ya da bir süre Türkiye’de kalarak öğrenilecek gibi değil” dedi.

TÜRKİYE'DE YARGILANABİLİRLER
Çifte pasaportlu İsrail-Türk vatandaşlarına dair raporlar hazırlayan Kudüs ve Hukuk Derneği Başkanı Avukat Mustafa Eminoğlu ise aktivistlerin beyan ettiklerinin ihbar niteliği taşıdığına dikkat çekti. Acilen gereğinin yapılması gerektiğini vurgulayan Eminoğlu, şunları söyledi:
Bu soykırımda yer alan çifte vatandaşların varlığı artık inkâr edilemez. Sivil inisiyatif bununla ilgili defalarca suç duyurusunda bulundu. Ne yazık ki bir ilerleme kaydedilmedi. Böylesi bir vahşeti işleyen kişiler, Türkiye’ye üçüncü ülkeler üzerinden girip çıkabiliyor. Oysa sosyal medyada yaptıkları paylaşımlarla hepsini tespit etmek mümkün. Türk Ceza Kanunu’na göre bir kişi, yurt sınırları dışında dâhi olsa soykırım veya insanlığa karşı bir suç işlemişse yargılanabilir.
