Bahçeli'den Terörsüz Türkiye mesajı: İmralı'nın mesajları makul
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, MHP Siyaset ve Liderlik Okulu Sertifika Töreni'nde konuştu. Terörsüz Türkiye sürecine değinen MHP lideri Bahçeli, "PKK'nın kurucu önderliğinin mesajları makul ve muayyendir. Süreci çarpıtmanın hiçbir mana ve ehemmiyeti yoktur." dedi.
- Bahçeli, insanların sosyal medya zehriyle zombiye dönüştüğünü ve ahlaki krizi dile getirdi.
- İBB soygunu, uyuşturucu kullanımı, çocuk yaştaki tetikçiler ve altın çalınması örneklerini ahlak krizi olarak gösterdi.
- Yoksul çocukları yetiştirmek ve gelecek nesillerle ilgili kaygılarını ifade etti.
- Küresel tehditlere karşı birlik ve beraberliğe vurgu yaptı.
- PKK'nın kurucu önderliğinin mesajlarının makul ve muayyen olduğunu belirterek süreci çarpıtmanın anlamsız olduğunu söyledi.
- Tarihi fırsatı elden bırakmayacağını ve Kürt kardeşlerine hürmette bulunacağına değindi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, MHP Siyaset ve Liderlik Okulu Sertifika Töreni'ne katıldı.
Törende açıklamalarda bulunan Bahçeli, Terörsüz Türkiye sürecine de değindi. "PKK'nın kurucu önderliğinin mesajları makul ve muayyendir" diyen Devlet Bahçeli, "Süreci çarpıtmanın hiçbir mana ve ehemmiyeti yoktur." ifadelerini kullandı.
Bahçeli'ye anlamlı hediye! MHP Genel Başkan Yardımcısı paylaştı
Bahçeli'nin konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
Sadece gözümüzle gördüklerimize inansaydık ne ilimden, ne imandan ve inançtan bahsedebilirdik.
İnsan gün geçtikçe yiyip içine, gelişigüzel sürüklenen, ahlak ve adalet mahrumiyetiyle yanıp kavrulan, sosyal medyanın zehriyle zombiye dönen, her fırsatta birbirini boğazlayan bir varlık haline gelmektedir. Asıl felaket bu değil midir?
"AHLAKİ KRİZ HEPİMİZİN ÜZERİNE KAFA YORMASI GEREKEN BİR KONU DEĞİL MİDİR?"
Bahis iddialarıyla Türk futboluna gölge düşürenlerin, sermaye piyasalarında milleti dolandıranların neden olduğu ahlaki krizi hepimizin üzerine kafa yorması gereken bir konu değil midir? Belediyeleri kasıp kavuran rüşvet, yolsuzluk iddiaları yoğun bir ahlak krizi değil midir? Yüzyılın yolsuzluğu olarak tanımladığımız İBB soygunu milli hafızaya mıh gibi yerleşen bir ahlak krizi değil midir? Yeni nesil çetelerin etrafa korku salması, çocuk yaşta tetikçilerin sahaya sürülmesi, uyuşturucu kullanma yaşının düşmesi bir ahlak krizi değil midir? Büyükçekmece Adliyesi emanetindeki altınları çalıp yurt dışına kaçmak bir ahlak krizi değil midir?
Bahçeli'nin bu çıkışı da çok konuşulur: Suça karışmamış kim varsa ailesiyle kucaklaşmalı
Gözleri çakmak çakmak parlasa da hiçbir şeyi göremeyen, çocukları suça sürükleyen asıl ve esas kaynakları ortadan kaldırmalıyız. Yoksul evlerde milyonlarca çocuğun sinirli, hırçın yetiştiği bir ülkedeyiz. Ben geleceğe o evlerden bakmaya çalışıyorum. Sonuna kadar da bakacağız. O çocuklarımızın ellerinden MHP ve Cumhur İttifakı olarak tutmanın azim ve kararlılığındayız. Dik baş, tok karınla mutlu ve huzurlu yarınları mutlaka sağlayacağız.
Dünyada var olan pek çok sorunun altında insanın kendini bilme hususundaki yetersizliği yatmaktadır. İrfan sahibi olmak, kendini bilmek, iç medeniyet alemini kucaklamak demektir. Bunun basamakları da akıldır, ahlaktır, adalettir.
Beraber ağlamazsın, sonra kör dersin. Bu işsizlikten insanlık hem iğrensin, hem de ürpersin. Biz beraber ağladığımız kadar, beraber güleceğiz. Ortak ahlakla birbirimizin yurdu, umudu, ufku olacağız.
TERÖRSÜZ TÜRKİYE HEDEFİ
Göz kamaştıran gelişmelerin muhatabı olmanın eşiğindeyiz, kıyısındayız. Sistemli ve şiddetli dedikodu anaforuna kapılmadan, yakamızı kaptırmadan, cesaret ve hamiyet izlerine basa basa yolumuzda ilerliyoruz. Terörsüz Türkiye hedefini akıl, ahlak ve adalet aydınlığının ikram ve imkanıyla okuyor, küresel ve bölgesel tehditler karşısında tek yürek olmaktan başka seçenek görmüyor, tanımıyoruz. Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu 19’uncu toplantısını da 4 Aralık’ta yapmış, bu suretle İmralı'ya giden milletvekili heyetine yapılan açıklamalar görüşülmüştür. PKK’nın kurucu önderliğinin mesajları makul, müspet, muteber ve muayyendir. Bu mesajın hilafına kamuoyuna maksatlı açıklamalar yapmanın, süreci çarpıtmanın ve berrak suyu bulandırmanın hiçbir mana ve ehemmiyeti yoktur. Çatışma ve gerilim çıkmazında nefes nefese kalan pek çok coğrafyanın aksine ülkemiz adil, hakkaniyetli, ahlaki temelli ve akılla bezeli barış mimarisini hayata geçirmektedir. Kim ki bunun önüne geçmeye yeltenirse iki cihanda da altından kalkamayacağı bir vebali omuzlamış demektir.
Bahçeli'den, Barzani'nin peşmergelerle gezmesine tepki: Tek kelimeyle rezalet!
"CİZRE PROVOKASYONU BİZİ YILDIRAMAYACAK"
Cizre provokasyonu, Kandil’den yapılan bazı sorumsuz ve sakat açıklamalar bizi yıldıramayacaktır. Bizim hidayete erip ermediğimizin takdirini bir fani değil, Cenab-ı Allah bilecek, adalet ve ihsanıyla hakkımızdaki ezeli hükmü de verecektir. Bozkurtluğuma gelince, ben elbette bir bozkurtum, ecel aman verdiği müddetçe bozkurt olacağım, öyle de göçüp gideceğim. Barış kuşunun ikinci kanadı inşallah takılacak ve uçuşunu herkes görecektir. Siyaseti bir rekabet ve çatışma alanı olarak tevil edenler olduğu kadar, iş birliği ve dayanışma halinde tanımlayan düşünürler de pek çoktur. İşbirliğinden yanayız. Dayanışmanın taltif ve temininden tarafız. Konuşmayla, anlaşmayla, empati yapmakla, sabırlı olmakla, sağduyu içinde, birbirimizin açığını aramakla değil, kapatmakla meşgul olmalıyız. İhtirasları zapt edecek manevi dizginlerimiz vardır. Tahammül, başkasını anlamaya, sorunları diyalogla çözmeye fırsat veren demokratik değerdir.
"TARİHİ FIRSATI ELİMİZDEN KAÇIRAMAYIZ"
Son yüz yıl içinde yakaladığımız bugünkü tarihi fırsatı elimizden kaçıramayız, israf edemeyiz. Ütopik görüşlere; uçuk, ölçüsüz ve seviyesiz sözlere sırtımızı dönüyoruz. Son raddeye kadar kulaklarımızı kapatıyoruz. Ve hepsinden önemlisi Kürt kardeşlerimizin alayını hasretle, muhabbetle, hürmetle kucaklıyoruz.
Unutmayınız ki, Türkiye’nin geleceğini karanlık görenler, tarihimizin zifiri karanlık köşelerinde unutulup gideceklerdir. Parçalanmak istenen kardeşlik hukukumuzun ince ipliklerinden bir anlam, kalıcı bir birlik ve karşılıklı ahlaki sorumluluk örmenin gayesindeyiz. Bugünkü çağımız, makine gıcırtısıyla, dijital devrimin ahlak sedasını susturduğu çağdır. Bizim müşterek ahlakımız, hürmet, hizmet ve merhamet ilkelerini kendinde birleştiren aşk, akıl ve adalet ahlakıdır. Bu ahlakın etrafında toplanmanın vakti gelmedi mi? Bu ahlakın potasında hep beraber erimenin vakti gelmedi mi? PKK’nın kurucu önderliğinin söylediği gibi, yalnızca filli silahların değil, zihinsel anlamda da silahların terk edilmesi gerekmiyor mu?
