Suriye'de DEAŞ'a neşter vuruluyor! Türkiye, uluslararası girişimlerini artırdı
Suriye İstikrar ve Destek Birimi Başkanı Münzir es-Sellel, DEAŞ mensuplarının yakınlarının kaldığı Hol ve Roj dâhil tüm kamplarda kalanların sayısının 65 binlerden 25 binlere kadar düştüğünü söyledi. Kampların tahliyesinin normal şartlarda altı ayda sağlanabileceğini belirten Sellel, “Ancak UNCHR bunun üç yıl alacağını açıkladı. Şam hükûmeti bundan sonraki süreci uluslararası kuruluşlar ve ilgili ülkelerle birlikte yönetmek istiyor. PYD ise bu konuda daha farklı bir yerde duruyor. İşlemlerin hızı Şam iradesinin üstleneceği role bağlı” diye konuştu.
YILMAZ BİLGEN - Ankara, terör örgütü PKK'nın sigorta olarak gördüğü DEAŞ'ın Suriye'den temizlenmesi için Şam yönetimine destek veriyor.
Türk İstihbaratı ve Dışişleri Bakanlığı, Suriye’nin bölünme planında en etkin unsur olarak kullanılan terör örgütü DEAŞ’ın varlığını sona erdirecek uluslararası girişimlerine sürdürüyor.
DEM Parti’den ‘Bahçeli’ye darbe’ iddiasına ilişkin açıklama: "Darbe geleneğini aşmaya dönük siyasi bir irade güçleniyor”
Geçtiğimiz aylarda Lübnan, Ürdün, Suriye ve Irak’la birlikte terör örgütüne karşı ilk çok uluslu mücadele ittifakını oluşturan Türkiye, DEAŞ kamplarının boşaltılması ile ilgili de aktif faaliyet yürütüyor.
Ankara, bu kapsamda ilk olarak “Terörsüz Türkiye” hamlesine paralel PKK/ PYD’nin işgali altındaki bölgelerindeki kamplarda kalan Türk ailelerle ilgili çalışma başlattı.
Türk pasaportlu DEAŞ mensupları ve yakınlarıyla ilgili detaylı raporların ardından sıra tahliye ve nakil işlemlerine geldi.
İNİSİYATİF TÜRKİYE’DE
Konu ile ilgili uzun yıllardır saha çalışması yürüten uzman isimlerden Fuad Durmuş, terör örgütü PKK/PYD kanadının DEAŞ’ı varlık sebebi ve sigorta olarak gördüğünü söyledi.
Türk makamlarının PKK/PYD’nin bölücü emelleri için yegâne silah olarak kullandığı DEAŞ kartına karşı uzun süredir mücadele verdiğini kaydeden Durmuş, şunları söyledi:
Şimdi kendi vatandaşları ile ilgili olduğu cezaevleri ve kamplarda pasaportunu taşıyan ülke yönetimleri nezdinde de girişimlerini sürdürüyor. Yine aynı kapsamda Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği Bürosunu da (UNCHR) sürecin daha aktif unsuru hâline getirmeye çalışıyor. Bu konuda kamplarda vatandaşı olan ülkeler kadar BM ve benzeri uluslararası kurumların da zaafı var. Türkiye, bu konuda ciddi manda inisiyatif aldı. Çünkü, DEAŞ sorununun çözümü Suriye’deki istikrar ve bütünlüğün en önemli yapı taşlarından birisi hâline geldi. Terörsüz Türkiye sürecinin de bu konuda önemli rol oynayacağı düşüncesindeyim.
İSRAİL ENDİŞELİ
Fuat Durmuş’a göre DEAŞ’ın Suriye sahasından temizlenmesi en fazla İsrail’i endişelendiriyor. Tel Aviv’den yapılan son açıklamalara dikkat çeken Durmuş, “İşgal rejimi, Golan-Dera-Şam hattında DEAŞ var şeklinde bir açıklama yaptı. Üstelik DEAŞ’ın yanına da Husileri ve İslami Cihadı’da ekleyerek bundan sonraki işgallerine zemin hazırlama iradesini açık bir biçimde yansıttılar. Hem DEAŞ hem Husilerin aynı bölgede aynı anda olduğunu iddia etmek akla ziyan bir açıklama. Ancak İsrail, her tuşa basarak işgaline böyle meşruiyetler üretmenin peşinde. İşte bu nedenle Suriye ve bölgemiz DEAŞ’tan bir an önce temizlenmek zorunda” şeklinde görüş belirtti.
HÂLEN 600 TÜRK VAR
Bugüne kadar PYD/SDG terör yapılanmasına dönük tavrı sebebiyle bölgede doğrudan herhangi bir çalışma yürütmeyen Türkiye, “Terörsüz Türkiye” süreci ile birlikte sahaya indi ve bütün cezaevleri ve kamplardan ayrıntılı bilgiler topladı. Süreçle ilgili DEAŞ yakınlarının Türkiye’deki ailelerini de bilgilendiren Dışişleri Bakanlığı yakın dönemde tahliyelerin başlayacağını iletti. Türk makamlar hâlen kontrolü PKK/PYD’de bulunan kamp ve cezaevlerinde 600 civarında Türk’ün bulunduğunu rapor ediyor. Orada 10 yıla yakın kalan kadın ve çocuklarla ilgili bir dizi sosyal entegrasyon programının tatbik edileceği, terör örgütü mensuplarının ise TCK hükümlerine göre yargılanıp cezalarını Türkiye’de çekeceği aktarıldı.
