Niçin geldim bu Dünya'ya! | Sinemada bu hafta

Düzenleyen:
- Güncelleme:
Niçin geldim bu Dünya'ya! | Sinemada bu hafta

Kültür - Sanat Haberleri

Adam Driver’ın farklı bir gezegenden dinozorların yaşadığı dünyaya düşen bir pilotu canlandırdığı “65”, maziyle geleceği harmanlayan bir film...

MURAT ÖZTEKİN'İN HABERİ - Tarih öncesinin gizemli yaratıkları dinozorlar, 66 milyon sene önce dünyaya veda etseler de filmlerin henüz seslenmediği 1920’lerden beri beyazperdede dolaşıyorlar. Evet, dinozorlar 1993’te başlayan Spielberg’in “Jurassic Park” serisiyle “yıldız” hâline geldiler ama “The Lost World” (1925), “Bir Milyon Yıl Önce” (1966), “King Kong” (2005) ve hatta “Hayat Ağacı”nda (2011) da yer aldılar. Şimdi ise Hollywood’un yükselen aktörü Adam Driver, yeni bir hikâye ile dinozorların dünyasına dâhil oluyor…

Scott Beck ve Bryan Woods’un senaryosunu yazıp yönetmenliğini yaptığı bilim kurgu filmi “65”, özünde dinozorlar çağında geçen bir hayatta kalma hikâyesi barındırıyor. Eserin başrollerini ise Driver’ın yanı sıra Ariana Greenblatt ve Chloe Coleman paylaşıyor.

İNSANLAR NEREDE?

“65”te dünyanın yoğrulup karıştığı zamanlara gidiyoruz… İnsanoğlu, henüz yerküre üzerine ayak basmamıştır ama güya başka gizemli bir gezegende hayat sürmektedir. Adam Driver’ın canlandırdığı Mills de dünyaya bezeyen bu gezegende eşi ve çocuğuyla yaşayan bir hava pilotudur. Mills, bir hastalıkla boğuşan kızını tedavi ettirmek için uzun bir uzay keşif görevine liderlik yapmayı kabul eder. Fakat mürettebatı ile mahiyeti tam olarak anlatılmayan iki senelik feza seyahati için yola çıktıktan sonra beklenmeyen bir gök taşı yağmurunun içerisinde kalır. Kontrolü devralan Mills, feza gemisini bilinmeyen bir gezegene indirmeyi başarır. Başını kaldırdığında ise dikenli ağaçlarla kaplı, ıslak bir yerde olduğunu anlar. Fakat nefes alabilmektedir. Herkesin öldüğünü düşünen kaptan, kısa müddet sonra dilini anlamadığı Koa adlı bir kız çocuğunun da yaşadığını fark eder. Derken indikleri yerin Dünya olduğu anlaşılır. Ama gezegende o vakit, henüz belaya düçar olmamış dinozorlar hayat sürmektedir. Fakat Mills ve Koa, bu yaratıklardan ve büyük bir tehlikeden kurtulup evlerine dönmelilerdir…

MAZİNİN YARINI 

Scott Beck ve Bryan Woods, “65” filminde hem Steve Spielberg’in “Jurassic Park” filminden hem de sayısız uzay temalı filmlerden izler taşıyan bir esere imza atıyor. Film, mazide geçiyor, lakin insanoğlu yarının teknolojilerine sahip. Böylece mazi ile gelecek harmanlanıyor.  

“65”in başında Dünya’ya inilme sürprizi, hemen ifşa edilerek doğru bir hamlede bulunuluyor. Ancak sonrasında görsellik sınırlı bırakılarak tesirli bir gezegen atmosferi meydana getirilemiyor. Dinozorlar da arka planda kalıyor. Böylece daha filmin başında seyirci hikâyenin içerisine çekilmekte zorlanıyor.

Yönetmenler Beck ve Woods, benzeri Hollywood eserlerinin aksine, kompleks bir hikâye meydana getirmedikleri gibi fikrî ve hissî tarafta da kayda değer bir derinlik oluşturamıyorlar. Böylece bir buçuk saatlik eser, farklı bir tada sahip olsa da türünün tutkunlarının tahmin sınırları içerisinde gelişiyor.

ESASLI OYUNCU

Ancak Adam Driver, esaslı bir oyuncu. Burada da senaryonun imkânları dâhilinde kimyasını esere zerk etmeyi başarıyor. Böylece beklenen büyük kırılma anlarından mahrum kalınsa da yer yer heyecan veren sekanslar oluşuyor. Özellikle dinozorlarla karşı karşıya gelinen sekanslarda aksiyon yükseliyor.

Evet, “65” kötü değil, vasat sınırlarında dolaşan bir eser ama hem oyuncu kadrosu hem de teknik ekibinin meydana getirdiği beklentilerin altında kalıyor...

**

Niçin geldim bu Dünya'ya! | Sinemada bu hafta

"THE QUIET GIRL"
Sessiz sessiz ağlar gibisin…

Bu hafta sinemalara “sessiz” ama yüksek sesle konuşan bir film misafir oluyor: “Sessiz Kız” (The Quiet Girl)… İrlandalı yönetmen Colm Bairéad’ın çektiği ve aynı zamanda milletlerarası kategoride Oscar adayı olan eser, kısa bir müddet ailesinden uzak kalan küçük bir kızın hikâyesini merkezine alıyor. Yürek burkucu filmin oyuncu kadrosunda Carrie Crowley, Andrew Bennett ve Catherine Clinch gibi isimler var.

İçine kapanık bir kız olan Cait, fakir ve problemli ailesi tarafından yaz tatilinde tanıdıkları bir aileye âdeta evlatlık veriliyor. O güne kadar hep ihmal edilen minik kız, gittiği evde gördüğü şefkat karşısında yeniden doğmuş gibi oluyor. Sonrasında ise mazisine dair soru işaretleri ortaya çıkıyor…

İNCE FIRÇA DARBELERİ!

Yazının bundan sonrası spoiler olabilecek ifadeler taşıyor: Yönetmen Bairéad, filminde basit bir hikâye anlatıyor gibi görünüyor ama hırpalanmış bir kızın ürkek dünyasını ince fırça darbeleriyle resmediyor. Büyük bir aile içi dramın tıpkı gerçek hayatta olduğu gibi sessiz şekilde yansıtıldığı filmde, “alt ıslatma” benzeri metaforlarla yaşanan durum seyirciye sezdiriliyor. Cait, bir yerde çekinerek misafir olduğu evin hanımına “Bu bir sır mı?” diye soruyor. O da “Bu evde sır yok. Bir evde sır varsa, o evde ayıp vardır!” sözleriyle cevap veriyor. Çarpıcı ve soru işaretleriyle dolu son da filmin ruhuna uygun düşüyor. Fakat eser, seyirciden çok şey bekliyor. Üst düzey oyunculuk performanslarına sahne olan “Sessiz Kız”, aileye dair bazı aykırı alt metinler de barındırıyor. 

HAFTANIN DİĞER FİLMLERİ

● “Uçuş 811”
● “Çığlık 6”
● “Hayaller Ülkesi: Gizemli Macera”
● “Ne Olacak Hâlim?”
● “Tek Yürek İmalat-ı Harbiye”

EN ÇOK SEYREDİLENLER

● “Ant-Man ve Wasp: Quantumania” 48 bin 836
● “Kutsal Damacana 4” 33 bin 584
● “Çizmeli Kedi: Son Dilek” 31 bin 600
● “Arı Maya 3” 30 bin 865
● “Creed III” 19 bin 119
     *3-5 Mart Box Office Türkiye dataları

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...