Sinemada bu hafta | Chuck’ın hayatı: Her nefesinin kıymetini bil

Kaynak: Türkiye Gazetesi
- Güncelleme:
Sinemada bu hafta | Chuck’ın hayatı: Her nefesinin kıymetini bil
Stephen King, Film, Korku, Netflix, Haber
Kültür - Sanat Haberleri  / Türkiye Gazetesi

ABD’li yazar Stephen King’in eserinden sinemaya adapte edilen “Chuck’ın Hayatı” bir insan hikâyesi üzerinden yaşama dersleri veriyor. Ancak fazla duygusal film, potansiyelinin altında kalıyor.

MURAT ÖZTEKİN - “The Shining”, “Esaretin Bedeli”, “Yeşil Yol”, “It” ve diğerleri… Stephen King, yarısı korku türünde olmak üzere 60’a yakın vizyon filmiyle, açık ara kitapları sinemaya en çok adapte edilen edebiyatçı... ABD’li kalem, her ne kadar “Ben roman yazarıyım, senaryo yazarı değil…” dese de sinema mantığına uygun metinler ortaya çıkardığı aşikâr.

Ve sinemada King’in hâkimiyeti devam ediyor. Bu defa yazarın aynı isimli novellasından beyazperdeye taşınan “Chuck’ın Hayatı” (The Life of Chuck) karşımızda… Filmin yönetmenliğini, daha evvel King’in “Gerald’s Game” ve “Doctor Sleep” eserlerini de filme dönüştüren Mike Flanagan üstleniyor. Chuck adlı bir adamın hayatının ters kronolojiyle anlatıldığı sıra dışı eserin başrollerinde ise Tom Hiddleston, Karen Gillan, Kate Siegel gibi isimler yer alıyor.

KORKUDAN DRAMA...

Üç ayrı kısımlık eserin başında aslında Hollywood sinemasında son yıllarda sık görmeye başladığımız medeniyetin çöktüğü dehşetli bir atmosfer meydana getiriliyor. ABD’de geçen hikâyede bilinmeyen sebeplerle art arda büyük depremler yaşanıyor, iletişim çöküyor ve insanlar esrarengiz şekilde ortadan kayboluyor. Marty ve Felicia adlı boşanmış bir çift, olan biteni anlamaya çalışırken her yerde “39 Harika Yıl! Teşekkürler, Chuck!” reklamları yer alıyor. Ancak kimse Chuck’ın kim olduğunu ve reklamların ne manaya geldiğini bilmiyor. İkinci bölümde ise ani bir kırılma ile Chuck’ın hayatının yetişkinlik kısmına, son perdede ise onun çocukluğuna gidiyoruz ve karşımıza trajik bir portre çıkıyor...

TASAVVUFTAN İLHAM ALINDI MI?

“Chuck’ın Hayatı” muğlak ve başlangıcında oldukça merak uyandırıcı… Felaket filmi havasında başlatılıp drama dümen kırılan eser, diğer King adaptasyonlarına çok benzemiyor. Yine de “Benimle Kal” ve “Yeşil Yol” gibi yapımlardan izler taşıyor. Her seyircinin kendisine göre bir şeyler bulacağı -ve herkesin memnun kalmayacağı- eser, hayata dair dersler veriyor; son nefese kadarki her saniyenin hazine kıymetinde olduğu ve herkesin “kıyametinin” kendi ölümüyle koptuğu vurgulanıyor!

Aslında yazar King’in bir adamı kâinatla özdeşleştirdiği bu eserinde, insana “âlem-i suğra” (küçük âlem) diyen İbn Arabi ve sair mutasavvıflardan ilham almış gibi görünüyor.

AŞIRI DUYGUSAL

Ancak kitap sayfalarında anlatılanların, perdedeki yansımaları her zaman istenildiği gibi olmuyor. Hele metin derinlikli ise… Nitekim “Chuck’ın Hayatı”nın farklı bölümleri arasındaki geçişler etkili şekilde yapılamıyor, birbirinden kopuk ve sathi hikâyeler ortaya çıkıyor. Öte yandan aşırı duygusal veya tutuk sekanslar da ilgi çekici olmaktan uzak kalıyor. Buna rağmen başta Tom Hiddleston’ınki olmak üzere eserin oyunculuklarının üst düzey olduğu görülüyor.

Hasılı “Chuck’ın Hayatı” potansiyelin tam olarak kullanılamadığı,  “ortalama” bir edebî adaptasyon oluyor. Yine de King’in hayranlarını sinemaya çekecektir...

HAFTANIN DİĞER FİLMLERİ

  • “Büyük, Cesur ve Güzel Bir Yolculuk”
  • “Şair Puşkin”
  • “Jester 2”
  • “Super Charlie”
Kaynak: Türkiye Gazetesi

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...