Yapay zekâyla ilk uzun metrajlı dokümanter filme imza atan yönetmen Avcıoğlu: Bu sahte çağı sahte görüntülerle anlattım

Dünyanın yapay zekâyla üretilmiş ilk uzun metrajlı dokümanter filmini ortaya çıkarıp bu cuma vizyona sokmaya hazırlanan Türk yönetmen Alkan Avcıoğlu “Bu kadar sahte bir çağ, ancak sahte görüntülerle anlatılabilirdi” diyor.
MURAT ÖZTEKİN - Yapay zekânın sinemadaki tesiri giderek artıyor. Dünyanın tamamı yapay zekâyla hazırlanmış ilk uzun metrajlı dokümanter filmine ise bir Türk imza attı. Yönetmenliğinin yanı sıra dijital sanattaki işleriyle de tanınan Alkan Avcıoğlu’nun “Gerçek Ötesi” (Post Truth) adlı eseri, aynı zamanda vizyona giren ilk yapay zekâ filmi olacak.
Günümüzde teknolojiyle gelinen noktayı eleştiren eserin; ses ve görüntüleri için 15 ay boyunca çalışan Avcıoğlu, 55 saatten fazla görüntü havuzu oluşturdu. Şimdi de yapay zekâ ile kurmaca bir filmin hazırlıklarını yapıyor. Biz de kendisiyle konuştuk…
GERÇEKLİĞİ UNUTTUK
▪️Tekniğiyle ses getiren “Gerçek Ötesi”nin çıkış noktasında nasıl bir hikâye var?
Bir süredir neyin gerçek neyin sahte olduğunu anlamadığımız bir dünyada yaşıyoruz. Simülasyonların içinde kaybolduk, hakikate ulaşmak çok zor. Felsefi olarak merak ettiğim bu konuda çok okuma yaptım. Daha evvel hakikat ötesi toplumda yönümüzü nasıl bulacağımızı sanat eserlerimde ele almıştım. Filmimin de temelini bu oluşturdu.
▪️Peki, tamamen yapay zekâyı tercih etmenizin ve eseri bunun üzerinden kurgulamanızın sebebi neydi?
Yıllardır yapay zekâ ile çalışıyorum. Görsel olarak insanı detay bombardımanına tutan bir sanat tarzım var. Filmde de bunu yapıyorum. Beni yapay zekâ ile film yapmaya iten şeylerden biri de şu anki sanat formlarının günümüzü anlatmaya yeterli olmadığını düşünmem. Yapay zekânın perspektifleri birbirine katan durumunun ise kaotik hâlimizi çok iyi aynaladığına inanıyorum. Bu kadar sahte bir çağ, ancak sahte görüntülerle anlatılabilirdi.
▪️Filmi yapay zekâ ile nasıl meydana getirdiniz, hangi araçları kullandınız?
İki seneye yakın filmin üzerinde çalıştım. Görüntülerden seslere kadar 15 civarında yapay zekâ aracını kullandım.
▪️Peki, yapay zekâya komutlarla “laf anlatmak” kolay mıydı?
Reklam filmi değil, yapay zekânın şu anki kusurlu görsel estetiğini yansıtan bir sanat filmi çekme hedefiyle yola çıktığım için zorlanmadım.
▪️Eserinizde yapay zekâyı kullanarak yapay zekâyı eleştiriyorsunuz ama bunun ötesinde de tenkitleriniz var…
Evet, eleştirilerim yapay zekâ ile sınırlı değil. Bütün bunların ötesinde verimlileşme ve rasyonelleşme adına taşıdığımız gözlüğe odaklanıyorum. Bu gözlük, bizi git gide makineleştiriyor. Artık kimse boş duramıyor. Filmimde de bu ruh hâlini topa tutuyorum. Ancak teknolojiyi tek başına zararlı görmüyorum, onunla kurduğumuz ilişkiyi tenkit ediyorum.
ROBOTLAR GİBİ OLDUK
Filmde post modern insanın sorgulayıcı gibi görünen ama her şeyi gözü kapalı kabul eden hâline de temas ediyorsunuz…
Bu film özelinde söylemeye çalıştığım şey şu: Reklamlar dâhil her şey bize özel kılındığı için özgür seçimler yaptığımızı zannediyoruz. Fakat aslında robotlar gibi iki kutba bölündük. Teknolojiyle bütün kültürler birbirine bağlanacak diye düşünürken koskoca senfoniden sadece iki ses çıkmaya başladı. Tekdüzeleştik ama çeşitlilik varmış gibi zannediyoruz.
▪️Ya özgürlükler? G. Orwell’in “en tehlikeli kölelik” diye tarif ettiği hâli mi yaşıyoruz?
Ben de benzer bir şeyi düşünüyorum. Dünya devasa bir içerik üretim fabrikasına dönüştü. Biz de bu görünmez fabrikanın işçileri gibiyiz.
▪️Bu kadar sistemli bir çark varken bütün olan bitenin bir merkezinin bulunmaması mümkün mü?
Şüphesiz ki var ama daha biz yapısını çözmeden çok hızlı şekilde değişiyor. Eskiden monopol olmuş bir şirket, kültürü şekillendirmeye başladığında her yere uzanır ve dilediğini yapabilirdi. Artık günümüzde işler bu kadar kolay değil. Bu yüzden dünya, absürt bir yer hâline geldi. Filme de bu absürtlük yansıyor.
YAPAY ZEKA İÇİN BU KADAR ENDİŞELENMEK DOĞRU DEĞİL
▪️Yönetmenler yapay zekâya dair hiç ümitvar değiller. Geçtiğimiz günlerde setine misafir olduğum bir yönetmen artık son gerçek filmini çektiğini düşünüyor, endişeleniyordu. Yapay zekâ sinemayı nasıl değiştirecek?
Bu endişeleri yersiz buluyorum. Daha ilk örneklerini gördüğümüz bir teknoloji için şimdiden yapılan negatif yorumların doğru olmadığını düşünüyorum. Her yeni teknoloji, belirli sancılardan sonra yeni potansiyeller de doğurur. Mesela fotoğraf çıktıktan sonra resim ölmedi ve ressamlar yeni akımlar geliştirdiler. Elbette yapay zekâ son derece yaygınlaşacak ama onun sayesinde yeni anlatım modelleri bulunacak.
▪️Sinema için bunu biraz açar mısınız?
Yapay zekâ hangi film türlerinde yapım maliyetini aşağıya çekip iyi sonuçlar vermeye müsaitse o türlerde kayma göreceğiz. Öte yandan belki de buna karşın 35 mm analog filmler de yeniden canlanacak. Mutlaka denge unsuru olacak karşı akımlar çıkacaktır.