"Türkiye, Suriye'ye nefes oldu!" İlk kez Turkiyegazetesi.com.tr için kamera karşısına geçtiler: Süveyda'daki katliamı gözlerimizle gördük
Suriye'nin Süveyda kentindeki kanlı Dürzi-Bedevi çatışmalarında bin 300’den fazla kişi hayatını kaybetti. Bakara Aşireti, bölgedeki gerginlikle ilgili olarak ilk kez kameralar önüne geçti ve son durumu Turkiyegazetesi.com.tr'ye aktardı. Aşiret lideri Yusuf Arbaş, İsrail ve Dürzi lider El-Hicri liderliğindeki grupların terörle iş birliği yaptığını öne sürdü. Arbaş, Suriye’nin birliğini savunduklarını ve çağrı üzerine bölgeden çekildiklerini belirtti.
Suriye’de, Esad rejiminin 9 Aralık 2024’te devrilmesinden bu yana en kanlı çatışmalar sürüyor.
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara, Bedevi-Dürzi çatışmalarının yaşandığı ve bir haftada 700'den fazla kişinin öldüğü Süveyda'da "acil ateşkes" ilan edildiğini duyurdu. Ülkedeki çatışmalarda toplamda bin 300’den fazla kişi hayatını kaybetti.
TURKIYEGAZETESI.COM.TR İÇİN KAMERA KARŞISINA GEÇTİLER
Ateşkes ilanına rağmen, ülkenin güneyinde çatışmalar devam ediyor.
Bölgedeki gerginlik bir türlü dinmezken, Süveyda’da aktif rol üstlenen ve 8 Aralık’taki Esad karşıtı harekâtta muhaliflere desteğiyle öne çıkan önemli aşiretlerden “Bakara aşireti”, Turkiyegazetesi.com.tr için kameralar önüne geçti. Aşiret lideri Yusuf Arbaş, özel açıklamalarda bulundu.
"TÜRKİYE, SURİYE İÇİN ADETA BİR NEFES OLDU"
Açıklamasına Türkiye'ye övgü dolu sözler ile başlayan Arbaş, Türkiye'nin bölgedeki gelişmelere dair tutumunu değerlendirdi.
Rejimin devrilmesinin ardından, “Türkiye, Suriye için adeta bir nefes oldu” diyen Arbaş, şu ifadeleri kullandı:
Suriye son bir buçuk asırda pek çok sıkıntıdan geçti. Bu süreçte, zalim ve katil Esed rejimine karşı kutsal Suriye devrimi başlamıştır. Devrimimiz süresince, bazı ülkelerden, özellikle komşumuz ve kardeş ülke Türkiye’den, gerçek kardeşlik örnekleri gördük. Türkiye, Suriye’nin kuzeyi için adeta tek nefes alma alanı olmuştur.
Yıllar boyunca devrimimize destek olmuş, her zaman yanımızda durmuştur.
Sonraki süreçte de Türkiye, yeni kurulan devletimize her alanda destek vermiş, her türlü yardımda bulunmuştur.
"ZOOM" TOPLANTISI DETAYI DİKKAT ÇEKTİ
Bölgede yaşanan kanlı Dürzi-Bedevi çatışmalarını da değerlendiren Arbaş, açıklamalarında doğrudan İsrail’i ve Dürzi lider El-Hicri’yi hedef aldı.
Arbaş’ın, El-Hicri ile terörist Mazlum Abdi arasında gerçekleşen 'Zoom' toplantısına ilişkin söyledikleri ise dikkat çekti.
"HUKUKU HİÇE SAYAN BOZGUNCULAR"
Arbaş, konuyla ilgili şu ifadeleri kullandı:
Hukuku hiçe sayan birtakım bozguncular, Süveyda ilinde, liderleri El-Hicrî öncülüğünde harekete geçmiştir. Hepimiz çok iyi biliyoruz ki bu grup, halkın genel düşüncesini temsil etmemektedir. Bu küçük azınlık, ayrılık ve bölünme çağrıları yapmış; kuzeydoğu Suriye’deki terör örgütleriyle işbirliği içine girmiştir.
Aynı zamanda, adaletten kaçan eski rejim unsurlarını da saflarına katmışlardır.
Bu gruplar, hep birlikte işgalci İsrail devletiyle (siyonist düşmanla) iş birliği içindedir. Aralarında sürekli iletişim hâlindedirler ve vatanımız Suriye’yi parçalamak, bölmek ve mezhepçi-etnik yapılar oluşturmak için komplo kurmaktadırlar.
Liderleri El-Hicrî ve terörist Mazloum Abdi arasında "Zoom" uygulaması aracılığıyla toplantılar yapılmıştır. Bu gruplar, Suriye ordusu ve güvenlik güçlerine karşı her türlü silahı kullanmış; şehirde sivil halka yönelik katliamlar gerçekleştirmiştir.
Özellikle Süveyda şehri ve kırsalında yaşayan halkımıza yönelik çocuk, kadın ve yaşlı demeden cinayetler işlemiş, evlerini ve mülklerini yakmış, insanları zorla yerlerinden etmiştir.
Biz, Haşimi Bakara Aşireti olarak bu gelişmeleri derin bir üzüntü ve kaygıyla takip ettik. Kardeşlerimizin yardım çağrılarını ve destek isteklerini duyduk. Bu çağrılara kayıtsız kalamazdık, ve kalmadık.
Röportajın devamında Arbaş, Suriye'nin bütünlüğünün korunması ve bölgedeki sükunetin sağlanmasının hayati önem taşıdığını vurguladı.
"SURİYE, TÜM HALKLARIYLA BİR BÜTÜN OLARAK KALSIN"
Arbaş, ülkelerinin huzuru ve kendi aşiretinin bölgedeki mücadelesi hakkında şu sözlere yer verdi:
Suriye topraklarının birliğini savunma sorumluluğumuz, İslami ve Arap geleneklerimize uygun olarak bu yardıma karşılık vermemizi gerektirdi. Bu nedenle, kahraman evlatlarımızdan oluşan bir grup hazırladık. Her ne kadar Bakara Aşireti Askerî Konseyi büyük desteklere ihtiyaç duyuyor olsa da, biz kendi imkânlarımızla bu adımı attık. Diğer aşiret mensuplarımızdan ve dost ülkelerden de destek bekliyoruz.
18 Temmuz Cuma günü, Suriye’nin dört bir yanından; sahip olduğumuz bireysel silahlarla ve sınırlı mühimmatla yola çıktık ve Süveyda’ya ulaştık. Olay mahalline vardığımızda, bu çetelerin Bedevi kabilelerine mensup sivillere yönelik işlediği katliamları bizzat gözlerimizle gördük.
Evleri yakılmış, insanlar sürülmüş, masumlar hedef alınmıştı. Bu çetelerin, firari rejim mensuplarıyla ve işgalci İsrail devletiyle açık bir iş birliği içinde olduğu çok netti. Hava saldırıları, insansız hava araçları ve yerden yapılan keskin nişancı atışlarıyla bu saldırılar sürüyordu. İsrail’le koordineli hareket ettikleri artık sır değildir.
Son olarak, Suriye devleti ile bazı bölgesel ve uluslararası taraflar arasında bir anlaşma imzalandığında, devlet bizden bölgeden çekilmemizi istedi. Biz de bu çağrıya, vatanımızın selameti adına hızlı bir şekilde cevap verdik.
Bir zamanlar Esed rejiminin devleti bizde korku uyandırırdı. Ama bugün artık o devlet biziz, biz ondanız. Allah’tan dileğimiz; vatanımızı koruması, Suriye’nin toprak ve nüfus olarak birliğini muhafaza etmesidir.
Suriye, tüm halklarıyla bir bütün olarak kalsın.