Burtynsky ve Avcıoğlu'ndan ortak sergi: Yapay zekâya rağmen insan gözüne her zaman ihtiyaç var!

Türk sanatçı Alkan Avcıoğlu’yla birlikte yapay zekâ destekli eserlere imza atan Kanadalı fotoğraf sanatçısı Edward Burtynsky “Fotoğrafçılık hiçbir zaman sadece araçla alakalı olmamıştır. Görüntünün arkasında her zaman insan gözü ve zihnine ihtiyaç olacaktır” diyor.
MURAT ÖZTEKİN - Fotoğraf sanatının dünyaca tanınmış isimlerinden biri olan Edward Burtynsky, yıllardır çektiği karelerle insanoğlunun tabiattaki tahribatını ortaya koyuyor. Usta fotoğrafçının yolu ise son zamanlarda yapay zekâ sahasındaki çalışmalarıyla adından söz ettiren Türk sanatçı Alkan Avcıoğlu’yla kesişti. Kanadalı Burtynsky, geçen sene işlerine hayran kaldığı Avcıoğlu’yla birlikte çalışarak “Hypertopographics” adlı ortak sergiye imza attı. New York’taki Heft Gallery’de kapılarını açan sergide, günümüzün endüstriyel ve ekolojik karmaşası, yapay zekâ desteğiyle meydana getirilen imajlarla gözler önüne seriliyor.
Usta fotoğrafçı Burtynsky ve Avcıoğlu bu vesileyle sorularımıza cevap verdi...
GERÇEKLİĞİ AŞAN GÖRÜNTÜLER ELDE ETTİK
“Hypertopographics” adlı serginiz, fotoğrafçılık ve yapay zekâ arasındaki öncü iş birliklerinden biri. Türk sanatçı Avcıoğlu ile sanatsal birlikteliğiniz nasıl geçti?
Alkan’ın çalışmalarını ilk defa 2024’te Paris Photo’da görmüş ve beğenmiştim. Fotoğraflarımın onun sanatsal eğilimlerini etkilediği açıktı. Sonra birbirimizi tanıdıkça, aramızda önemli bir felsefi uyum olduğu anlaşıldı. Alkan’ın eser üretmesi, benim ise kavramsal rehber ve baskı sanatçısı olarak görev almamla, fotoğrafçılık duyarlılığımı yapay zekâyla birleştirdik. Böylece bir şekilde gerçekliğe dayanan ve onu biraz aşan görüntüler meydana getirdik.
FOTOĞRAFÇILIK SADECE ARAÇLA OLMAZ
Peki, yapay zekâ size sanatsal olarak ne gibi yeni kapılar açtı?
Doğrusu yapay zekânın özünde bana sanatsal olarak yeni kapılar açtığını söyleyemem. Ancak bu, hâlihazırda elimizde bulunan meydanın imkânlarını kesinlikle değiştirecek yeni bir araç. Yine de görüntünün arkasında her zaman insan gözü ve zihnine ihtiyaç olacaktır. Zaten fotoğrafçılık hiçbir zaman sadece aletle alakalı değildir; dünyayı nasıl gördüğümüz, yorumladığımız ve ona nasıl tepki verdiğimizle de ilgilidir. Buradaki zorluk yapay zekâyı dünyayı anlamamızı kolaylaştıran görsel bir dile yönlendirmektir.
Fotoğraflarınız genellikle hem büyülüyor hem de rahatsız ediyor. Yeni çalışmalarınızda da bunu sürdürdünüz mü?
Kesinlikle. “Hypertopographics”te Alkan ve ben, insan gözünün ve hatta geleneksel kamera sistemlerinin başaramayacağı şekilde ölçekleri ve perspektifleri birleştiriyoruz. Gerçekleri sentezleme kabiliyeti, geleceği hayal etmemizi, başka türlü görünmez olan sistemleri ve ölçekleri tasvir etmemizi sağlıyor. Ortaya çıkan görüntü hâlâ fotoğrafl arımdaki o ikilemli duyguyu uyandırıyor.
Serginizdeki kareleri hâlâ “fotoğraf” olarak adlandırabilir miyiz, yoksa onlara başka bir isim mi vermeliyiz?
Bunlara fotoğrafik bilgilere dayalı görüntüler diyebilirim.

BİR ASIR SONRAYI BİLMEK İMKANSIZ
Yapay zekânın fotoğrafçılık üzerindeki tesiri giderek artıyor. Sizce 100 sene sonra fotoğrafçılık nasıl bir hâl alacak?
100 yıl sonra ne olacağını bilmek imkânsız gibi… Ancak insan gözünün yakın gelecekte sanat ve görüntü oluşturmanın vazgeçilmez bir parçası olmaya devam edeceğini düşünmek istiyorum. Şu anda fotoğrafçılığın rolü her zamankinden daha önemli. Fotoğraf hem kolektif hafızamız hem de kültürel vicdanımızdır. Görüntülerle boğulmuş bir dünyada zor olan şey, insanların gerçekten bakıp düşünmeleri için dikkatlerini çeken çalışmalar yapmak. Benim için bu, gezegenimizle ve birbirimizle olan ilişkimiz hakkında önemli bir şeyi ortaya çıkaran fotoğraflar veya fotoğrafi k bilgiler içeren çalışmalar yapmak manasına geliyor. Teknoloji gelişse de temel sorumluluk aynı kalacak: Şahitlik etmek, sorgulamak ve aydınlatmak…

"YAPAY ZEKAYLA ON BİNLERCE GÖRSEL ÜRETTİK"
Türk sanatçı Alkan Avcıoğlu ise Edward Burtynsky ile çalışmanın, kendisi için “bir rüya gibi” olduğunu kaydederek “Ortak çalışmamız teknikten çok, düşünsel bir diyaloğun parçasıydı. Onun kırk yılı aşkın süredir insanlığın gezegen üzerindeki endüstriyel izlerini belgeleyen bakışıyla, benim yapay zekâyla geliştirdiğim görsel dil zaten kavramsal olarak kesişiyordu. İş birliğimiz boyunca birçok konuda benzer düşündüğümüzü, görsel soyutlama konusunda da ortak hedefler taşıdığımızı görmek benim için çok özeldi. Bizim için bu sadece bir fotoğraf ile yapay zekâ buluşması değil; aynı kaygıyı farklı araçlarla ifade eden iki perspektifin karşılaşmasıydı” diyor.
Üretilen eserleri anlatan Avcıoğlu “Öncelikle, kameranın yakalayamayacağı gerçeklik temsiline ulaşmak ve görsel algının sınırlarını zorlamak için farklı perspektifler ile ölçeklerin iç içe geçtiği bir vizyonda buluştuk. Edward’ın küratörlüğünde on binlerce görsel ürettim; farklı yapay zekâ araçlarının devreye girdiği bir süreçti. Ardından Edward, post-prodüksiyondaki ustalığıyla sürece dâhil oldu; görselleri son hâline getirdi” diye konuşuyor.
GERÇEKLİĞİ GÖR!
“Hypertopographics, artık temsil edilemeyen bir dünyayı, kavrayış sınırlarımızın ötesindeki bir gerçekliği görünür kılma çabası” diyen Avcıoğlu sözlerine şöyle devam ediyor: Adını New Topographics (Yeni Topografyalar) hareketinden alıyor, ancak bakışını oradan çok daha ileriye taşıyor. Bugün insanlığın gezegen üzerindeki izi artık o kadar büyük, karmaşık ve çok katmanlı ki, yalnızca gözlerimizle ona gerçekten vakıf olmak mümkün değil. Bu nedenle biz de yapay zekânın sağladığı imkânlarla görselleri aşırı bir temsil ve detay yoğunluğuna taşıyarak, bu “ölçeksizliği” hissettirecek bir görsel dil kurduk.