Labubu psikoloji bozuyor! Çocukların zihninde dopamin fırtınası estiren yeni çılgınlık

Labubu figürleri, çocuklar ve genç yetişkinler arasında statü sembolüne dönüşerek tüketim ve dopamin temelli bağımlılıkları tetikliyor. Uzmanlar, bu tür oyuncakların sosyal kimlik ve aidiyet aracı hâline geldiğini vurguluyor.
ZİYNETİ KOCABIYIK - Hong Konglu sanatçı Kasing Lung tarafından tasarlanan Labubu figürleri özellikle Z kuşağı ve genç yetişkinler arasında koleksiyonculuğun, sosyal kimlik arayışının ve modern tüketim kültürünün ortak bir ifadesi hâline geldi. Çok da sevimli olmayan, ilginç görüntülerine rağmen çocukların sahip olmak için yarıştıkları bu oyuncakların tüketim bağımlılığı, kumar ve oyun bağımlılığı gibi dopamin temelli ödül arayışını tetiklediğini söyleyen Moodist Psikiyatri Ve Nöroloji Hastanesi Çocuk ve Ergen Psikiyatri Uzmanı Dr. Uğur Karabağ “Bir oyuncaktan ne olur ki? diye düşünmemeliyiz. Bu tür oyuncaklar çok küçük yaşlarda çocukların karakterini ve psikolojisini şekillendirmekte etkili oluyor” ifadelerini kullandı.
HEDEF SADECE EĞLENCE DEĞİL
“90’larda Barbie, 2000’lerde Pokemon, 2010’larda LOL bebekler... Labubu da bu döngünün güncel bir halkası” diyen Uzm. Dr. Karabağ “Ancak fark şurada: Artık bu figürler sosyal medyayla çok daha hızlı yayılıyor ve etkileşimli içeriklerle dopamin sistemini çok daha yoğun şekilde uyarıyor. Sevimli bir figür gibi görünse de bu tarz karakterlerin çocuklar üzerindeki etkisi sadece eğlence değildir” ifadelerini kullandı. Çocukluğun, kimliğin şekillendiği, aidiyet arayışının yoğun olduğu bir dönem olduğunu vurgulayan Karabağ şöyle devam etti: Bir nesneye sahip olmak, çocuk açısından sadece ‘oyuncağa sahip olmak’ değildir. O nesneyle arkadaş grubuna daha kolay dahil olur, sosyal medya ve okul ortamında geri kalmadığını hisseder, kendini değerli ve özel algılar. O oyuncağa sahip olduğu için değer göreceğini düşür. Labubu gibi figürler, bu ihtiyaçları hedef alarak bir ‘statü sembolü’ne dönüşebilir.
YETİŞKİNLER DE PEŞİNDE 150 BİN DOLARA SATILANI DA VAR
Geçtiğimiz günlerde Çin’de bir müzayedede insan boyutundaki bir oyuncağı 150 bin dolara satılan Labubu figürlerinin sadece çocukların değil yetişkinlerin de tutkusu hâline geldiğini söyleyen Moodist Psikiyatri ve Nöroloji Hastanesinden psikolog Elif Sena Özata “Nadir ya da özel seri bir Labubu’ya sahip olmak, kişilerin kültürel trendlere ne kadar hâkim olduklarını ve belirli sosyal gruplarla ortak bir paydada buluştuklarını gösteriyor. Yetişkinler bu figürlere isim veriyor, onları kişiselleştiriyor ve sosyal medyada paylaşıyor. Bu şekilde hem kendilerini ifade ettiklerini hem de sosyal çevrelerinde kabul gördüklerini düşünüyorlar. Bu tür objelere sahip olduğu için toplumda kabul görmek dopamin salınımını artırarak kişileri tekrar eden satın alma davranışına yönlendiriyor. Bu süreç, uzun vadede kontrolsüz harcamalara, pişmanlığa ve ekonomik kayıplara yol açabilir” dedi.
DR. UĞUR KARABAĞ: ÇOCUĞUN HER İSTEDİĞİ ALINMAMALI
Ailelerin çocuklarını mutlu etmek için bu tür akımlara çok çabuk kapıldıklarını söyleyen Uzm. Dr. Uğur Karabağ “Asıl önemli olan duygusal rehberliktir. ‘Neden istiyorsun?’, ‘Sahip olunca ne hissediyorsun?’, ‘Olmasa ne hissedersin?’ gibi sorularla çocuğun içsel farkındalığını artırmak, en güçlü ebeveynlik aracıdır. Çocuklara sadece ‘almak’ değil; beklemek, sabretmek ve istemeyi yönetmek de öğretilmelidir” dedi.