Terör ve savaş iç içe nereye kadar?

A -
A +

Önceki geceden itibaren Rusya, başta Kiev olmak üzere, Ukrayna’nın çeşitli şehirlerine seksen civarında füze fırlattı. Bunun sonucunda onlarca kişi hayatını kaybetti. Onun birkaç katı kadar da yaralananlar oldu. Rusya Devlet Başkanı Putin, son zamanlardaki Kuzey Akım boru hatları ve Kerç Köprüsüne yapılan sabotajları hatırlatarak, bundan böyle kendilerine yönelik saldırılar olması hâlinde, çok sert cevap vereceklerini söyledi. Sert cevabın mahiyetini de, herhâlde Ukrayna’ya yağdırılan son füze yağmuru ile açıklıyordu! Ukrayna savaşı uzadıkça hem çatışma alanları fena hâlde genişliyor hem de cephedekilere yandan ve arkadan destek verenler, fiilî savaş ortamına daha çok sürükleniyor… Yani kaçınılmaz biçimde bir yayılma söz konusu. İskandinav Bölgesindeki doğalgaz boru hatlarına yapılan saldırının cevabı, pekâlâ bambaşka bir coğrafyada verilebilir değil mi? Keza Rusya’nın Kırım’ı ilhak ettikten sonra, çok ciddi paralarla inşa ettiği, prestijli Kerç Köprüsünün kısmen yıkılmasına yol açan, üç gün önceki sabotaj; Rusya’yı, örneklerini gördüğümüz çok daha vahşi saldırılara zorlayabilir, zorlayacaktır… Zaten şubat ayından beri, Putin’in defalarca telaffuz ettiği nükleer silah kullanma tehdidi, Joe Biden tarafından nihayet çok ciddi bir tehlike olarak kabul ve ilan edildi. Fakat bütün bunlara rağmen, Batı Cenahı savaşı durduracak, en azından daha fazla büyümesine engel olacak adımları atmıyor bir türlü.

Tam tersine yangına körükle gidiyor!.. Henüz savaş başlamadan önce, Rusya’nın muhtemel hareket tarzını en ince detayına kadar ihtiva eden istihbarat bilgilerini bütün dünyaya yayarak, daha en başında Rusya’nın hesaplarını altüst edip, âdeta elini kolunu bağladı. Ne var ki, Rusya da büyük devlet olarak, kendi hesap ve değerlendirmelerini gözden geçirdi ve harekâtı başlattı. Sekiz aydır, Batı Cenahı bütün askerî, ekonomik ve istihbarat kapasitesiyle Ukrayna’ya büyük destek veriyor. Ve Rusya’nın beklenenden daha yavaş ilerlemesi, tahmin edilen kapasiteyi şimdiye kadar ortaya koymamış veya koyamamış olması, Batı’nın beklediği ve istediği gibi Rusya’nın pes edeceği anlamına gelmiyor elbet. Tam tersine gün geçtikçe Moskova daha sert ve radikal tedbirlere başvuruyor. Bunun en yakın neticesi de, Ukrayna’nın daha fazla tahrip olmasıdır. Nitekim dün, Zelensky açıklamasında, Rusya’nın Ukrayna’yı tamamen dünyadan silmek istediğini dillendirdi. Bu şartlar altında Batı’nın hâlihazırdaki tavır ve politikalarıyla, Kiev ne kadar dayanabilir? Hiç vakit kaybedilmeden yapılacak şey, her türlü imkânı kullanarak, bir an önce ateşkes sağlamak ve ondan sonra da barışa giden yolu açmaktır. Gelgelelim bu noktada, Türkiye’den başka samimi ve etkili bir gayret içinde olan ülke yok ne yazık ki!..

Cumhurbaşkanı Erdoğan çok sık aralıklarla hem Putin hem Zelensky ile görüşerek, barış kapılarının açılması için çalışıyor. Daha önce Rusya ve Ukrayna arasında, iki defa yüksek seviyede doğrudan temas ortamını sağlayan ve tahıl koridorunun açılmasını temin eden Türkiye, şimdilerde daha kalıcı bir uzlaşma için çalışmalarına aralıksız devam ediyor. Putin ile Şanghay İşbirliği Zirvesinde yüz yüze görüşen Erdoğan, akabinde de telefon diyaloğunu sürdürdü. Önümüzdeki perşembe günü, bu defa Kazakistan’ın başşehri Astana’da; Asya’da İşbirliği ve Güven Arttırıcı Tedbirler Konferansı (CICA) dolayısıyla, yeni bir görüşme daha yapması bekleniyor. Kremlin Sözcüsü Dimitri Peskov’un yaptığı açıklamaya göre, bu görüşmede Rusya ile Ukrayna arasındaki görüşmelerin İstanbul veya Antalya’da yapılmasının görüşülmesi bekleniyor. Bu oldukça önemli bir gelişme. Diplomasi masasının işlerlik kazanmasına yarayacak her gayret ve adım çok kıymetlidir. Böyle olduğu içindir ki, Türkiye’nin barış yolunda sarf ettiği gayretler, dünya siyaset çevrelerinde büyük takdir görüyor.

Evet, Ukrayna savaşında gerilim her geçen gün yükseliyor. Şu noktayı özellikle hatırlatalım ki, bu savaş çoktan Rus-Ukrayna harbi olmaktan çıktı. Hatta ilk günde, “vekâlet savaşı” karakteriyle başladığı için de, bu raddeye gelmesi kaçınılmazdı. Şayet bu savaş sadece Moskova ile Kiev arasındaki nüfuz mücadelesi olsaydı, hiç bu seviyelere gelmeden bir şekilde son bulmuştu...

Şimdi yazının başlığına dönelim; Bu şekilde terör ve savaş iç içe nereye kadar gidecek? Rusya eğer son zamanlardaki büyük terör saldırılarına, aynı metotlarla ve farklı coğrafyalarda cevap verirse, sonuç ne olur? Batı Cenahı bu husus üzerinde çok derin düşünmeli...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.