Niğde Elma Festivali-2

A -
A +

Başına elma düşen ab-ı hayat elde etmiş, âdeta "hayat iksiri" bulmuştur. Kültürümüzde de rızıklar gökten inmektedir. Yağmur damlalarıyla yeşeren bitkiler, güneşin şifalı bakışlarıyla kızarmakta, bütün canlılara hayat kaynağı olmaktadır. Eski Türklerde taziye için gidilen cenazeevlerinde, ‘Neden öldü ki, evinde elma yok muydu?' diye sorarlarmış. Elmanın önemini, faydasını bildirmek için... Elma Anadolu’da sevgiye de aracılık etmiştir. “Mendilim işle yolla/İşle gümüşle yolla/İçine çüt (çift) elma koy/Birini dişle yolla...”

Niğde’nin en önemli sembolü ve değeri şüphesiz elmadır. Niğde elma şehridir. Niğdeli elma ile beslendiği içindir ki, yüzü güleç, sözü tatlı, balalarının yanakları elma alıdır. Niğde’nin ve elmanın tanıtımı için Elma Festivali çok güzel bir fırsattır. Festivalde il içinde, il dışında bulunan bütün hemşehrilerimiz bir araya gelmeli, kardeş gibi kaynaşmalı ve Niğde’nin sesini her yere ulaştırmalıdır. Her Niğdeli şehrinin kültür ve turizm elçisi olmalıdır. Yetkililer de elmayı yalnızca festivallerde değil, şehrin her yerinde görünür kılmalıdır. Hatta devlet katkılı bir bütçe ile üreticinin elması ülkenin değişik yerlerinde sergilenmeli sadece Niğde’ye yolu düşen herkesin ilk önce elmayla karşılaşması beklenmemelidir. Niğde’ye gelenler de gittiği yerde de ilk önce Niğde elmasını anlatmalıdır. Bu yüzden şehre bağlanan bütün yol kenarları ve parklar çeşit çeşit, renk renk elma ağaçlarıyla süslenmeli, ilkbaharda kar beyaz çiçeği, son baharda ise kızıl elma alıyla şehrimiz göz kamaştırmalı, Niğde ülkemizin “Kızılelma”sı olmalıdır. Niğde'ye gelen misafirler âdeta bir elma şöleniyle karşılaşmalıdır. Turizm için şehrimize gelen misafirlerimiz muhakkak örnek bir elma bahçesini gezip görmeli, hatta elmayı dalından koparma zevkini tatmalıdır. Niğde'ye ayak basan herkes elmanın cazibesine kapılıp bu güzel şehirden âdeta büyülenmiş olarak ayrılmalıdır...

Gökten üç elma düştü. Biri bu güzel festivali düşünenin, biri hazırlıkları yapanın ve biri de Niğdeli hemşehrilerimizin başına...

           İdris İspiroğlu

ŞİİR

     GÜN AKŞAM OLDU

Yalancı dünyada, bilemez oldum.

Karışmış doğrular, seçemez oldum.

Dostumun yanına, gelemez oldum.

Ağlarım cihanda, gülemez oldum.

 

Dünyanın yükünü çekerek geldim.

Heybemde hasadı dökerek geldim.

Gönlümde sevinci sökerek geldim.

Ağlarım cihanda gülemez oldum.

 

Bahçemde fırtına, biçerek geldim.

Elinden zehirler, içerek geldim.

Evimden barkımdan göçerek eldim.

Ağlarım cihanda gülemez oldum.

 

Virane yurdumda habersiz kaldım.

Divane ruhumda nefessiz kaldım.

Yüz yıldır meydanda zafersiz kaldım.

Ağlarım cihanda gülemez oldum.

 

Dostunu unutan zamana kaldık.

Fikrini uyutan zamana kaldık.

Nefsini avutan zamana kaldık.

Ağlarım cihanda gülemez oldum.

 

Okunmaz kitaplar, raflarda süsler.

Çok yakın komşular, sebepsiz küsler.

Anneler, babalar, birini bekler

Ağlarım cihanda, gülemez oldum.

 

Konaklar, yalılar, vermiyor huzur.

Yazlıkta, kışlıkta, kalmıyor huzur.

İnsanlık âlemi arıyor huzur.

Ağlarım cihanda, gülemez oldum.

 

Aynaya bakınca, utandım yine.

Diyemem, yazmaktan usandım yine.

Her sabah, umutla uyandım yine.

Ağlarım cihanda, gülemez oldum.

 

Ebu Fehim görüyor, gün akşam oldu.

Işıklar sönüyor, gün akşam oldu.

Doğanlar ölüyor, gün akşam oldu.

Ağlarım cihanda, gülemez oldum.

 

           A. GÖK ( SULTAN DİVANINDAN)

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.