Mansur Yavaş, güneş balçıkla sıvanmaz

Millet İttifakı'nın CHP'li adayı Mansur Yavaş, Necmettin Keskin'in ortaya attığı sahte senet olayında fena çuvalladı. Hâlâ iddialara cevap vermiş değil ve topu taca atıyor. Tanımadığım dediği Necmettin Keskin'le 2009-2013 arası yakın arkadaşlığı var. Hatta yüksek yargı üyeleri, yüksek bürokratlarla her hafta düzenli olarak “Çiçek Lokantası'nda” yemekli toplantılara katılıyorlar. Birlikte atış poligonlarında atış yapıyorlar.

Mansur Yavaş'ın, Yargıtay incelemesindeki davalarda mesela Kayseri Şeker-SAMAŞ davası ve Halis Toprak davası gibi yüksek meblağlı işlerde kayıt dışı çalıştığı ortaya çıktı. Kayseri Şeker-SAMAŞ ve iş adamı Halis Toprak’ın Yargıtay’daki davalarını takip etme işini sözleşme ve vekâlet almadan takip etti ve bu iş adamını da icraya verdiği evraklarla kanıtlıdır.

Yavaş özellikle Yargıtay’da hatırlı kişileri araya koyarak iş takip etme ve önemli dosyaları bozdurma konusunda, “ANKARALILAR” namı ile tanımlanan emekli ve hâlen çalışan yüksek yargı üyelerinden oluşan bir grupla birlikte yürüttüğü ortaya çıkmış bir diğer gerçektir. Bir dönem eski adıyla HSYK yeni adıyla HSK Başkan Vekilliği gibi önemli bir görevde bulunmuş Fehmi Ulusoy dahi birçok önemli görüşmelerini Mansur Yavaş'ın bürosunda yapan biridir.

Necmettin Keskin'in ortaya attığı iddiaya gelelim şimdi. Kendisine 600 bin dolarlık Avukatlık ücretini ödemediğini iddia ederek Necmettin Keskin  tarafından düzenlendiğini iddia ettiği bir senedi icraya koyar (Ankara 29. İcra D. 2015/12426). Keskin Ankara 1. İcra HM. 2015/289 sahte senetle ilgili açılan imzaya itiraz davası açar. Mahkeme, 1 tanesi Adli Tıp olmak üzere iki ayrı bilirkişi raporu ile imzanın Keskin'e ait olmadığını tespit eder ve senedin sahte olduğuna karar verir. Yavaş aleyhine 329.000 TL kötü niyet tazminatı ve 164.000 TL para cezasına hükmedilir. Ayrıca bu karar Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 2016/10694 s. kararı ile onanır ve kesinleşir.

Mansur Yavaş, Necmettin Keskin aleyhine sahte senet düzenlemek, şantaj, tehdit ve özel hayatın gizliliği iddialarıyla suç duyurusunda bulunur. Keskin, Ankara C.S.2017/119559 s. dosyasına ifadeye gider.

Savcı Murat Sazak dosyadan hiç bahsetmeden “Mansur Beyin siyasi hayatını bitirmeye mi çalışıyorsun" diyerek tutuklamaya sevk eder. SCM adli kontrolle serbest bırakır. Ancak Ankara 8. Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açılır ve 2017/548 E, 2018/463 K sayılı kararıyla Keskin hakkında dolandırıcılıktan beraat, resmî evrakta sahtecilikten 4 yıl, şantajdan 1 yıl, özel hayatın gizliliğinden 1 yıl ceza verilir. Keskin bu dosyada “dolandırıcılık” suçundan beraat eder.

Karar; senet resmî evrak olmamasına ve icraya koyan Mansur Yavaş olmasına rağmen Keskin hiçbir gerekçe veya adli tıp incelemesi olmaksızın aleyhine verilir. İcra mahkemesinde verilen kötü niyet tazminatı resmî evrak suçunun menfaat unsuru olarak gösterilir.

Gelelim Mansur Yavaş'ın, Necmettin Keskin'e attığı mesajlara ve şu soruları soralım: Karşındaki muhatabınıza tehdit ve şantaj mesajları attın mı? Tehdit ettiğin konular doğruysa, bildiğin bu kadar pis ve yanlış durumları ilgili makamlara bildirmek için neden bu zamana kadar bekledin?

Bu kadar detaylı bilginizin ötesinde, bahsettiğiniz bu konularda sizin de ufak tefek destekleriniz oldu mu? Örneğin Gazi Üniversitesine kaydolmasında sizin bir tavassutunuz ve nüfuzunuz oldu mu?

Zira üniversiteye alınma konusunda bu şahıs hakkında tek kişilik karar çıkmış. Keskin’in hastalık raporuna şüpheli diyorsun malulen emekliliğini iptal ettiriyor; bu rapor şüpheli diyor, barodan avukatlığını iptal ettiriyorsun. Hangi sözün doğru?

Sende bulunan bir bilgisayardaki (varsa) çirkin görüntüleri savcılığa vermek için neden 2017 yılına kadar bekledin. İcralardan elin boş ayrılınca mı ihbar etmeye karar verdin? Parayı ödeseydi gene savcılığa gidecek miydin?

Bu sorular hâlâ cevaplanmadı ve kamuoyu Mansur Yavaş'tan gerekli izahları bekliyor. Yoksa güneş balçıkla sıvanmaz.