Kiralık makaleci

 

''Ancak aptallar suyun derinliğini iki ayağıyla birden kontrol eder.''

                                                                 (Afrika Atasözü)

Türkiye dış politikada son yıllarda muazzam işler çıkarıyor... Türkiye ne zaman dış politikada bağımsız adımlar atsa, çıkarları doğrultusunda hareket etse ses uzaklardan geliyor. Kimden mi? FETÖ liderinin barındığı ABD ile güvenliğini İsrail'e havale eden Birleşik Arap Emirlikleri'nden beslenen tetikçilerden!.. 

Bu o kadar belli ki, kendilerini saklamaya bile gerek duymuyorlar. Yeni bir argüman arayışına bile girmeyen bu "Kiralık makaleciler" FETÖ'nün daha önce dolaşıma soktuğu yalan haberleri tekrarlayıp Türkiye'yi ve Başkan Erdoğan'ı itibarsızlaştıklarını sanıyorlar.

Kiralık makalecilerin en çok dillendirdikleri argümanlar şunlar: "Türkiye DEAŞ'a destek veriyor", "Türkiye İran'a İsrail hakkında istihbarat veriyor", "Türkiye NATO'dan uzaklaşıyor..."

Kalemini ve beynini BAE parasıyla Türk düşmanlığı için İsrail çıkarına kiralayanların başında Michael Rubin geliyor. Daha önce Gülen karşıtı yazılar yazan Michael Rubin'in FETÖ radarına girmesi 2015'in mayıs ayında yazdığı bir makaleyle oldu. The Comentary'deki yazısında kiralık makaleci Rubin, "Gülenistleri yanlış değerlendirdiğini, onlarla bir araya gelmeye hazır olduğunu" söyledi. Peşinden de, "Gülen'in Türkiye'ye dönme planını Humeyni'nin İran'a dönüşüne benzettiği" için de özür diledi.

Sonrası kendiliğinden geldi. Rubin, kendi iradesiyle FETÖ dümenine girdiğini 21 Mart 2016'da kaleme aldığı yazısında deşifre ediyor zaten: "Türk Ordusu Erdoğan'ı devirmeye çalışırsa başarılı olabilir. Bunu analiz olarak söylüyorum."

"Pentagon çalışanı ve Neo-Con gibi" sıfatları kullanırsa söylemlerinin daha değerli olacağını sanan Rubin'e Harlan Ellison'ın şu sözünü hatırlatmak gerekir: "Evrende iki şey boldur: Hidrojen ve aptallık!.."  

"Akıllı adam deliyi azarlamaz" der Çin atasözü. Rubin'in neyi amaçladığını, Türkiye düşmanlığının sebeplerini ortaya dökmeden azarlamayı bırakmamalıyız. FETÖ ABD için kullanılabilir etkisini kaybedince Rubin, İsrail'in tetikçiliğine talip "proxy devletçik" BAE yörüngesine girdi. BAE'nin Kuzey ve Orta Afrika'daki çıkarlarına hizmet edecek argümanlar üretip Amerikalı karar vericilere analiz adı altında akıl veriyor.

BAE sınırsız petro-dolarıyla uzun zamandır ektiği tohumların meyvelerini yemekle meşgul. Büyük maaşlar ve paralar vererek hem Dubai'de hem de Batı başkentlerinde medya merkezleri kurdu. Bu sayede başta Yemen olmak üzere Orta Doğu ve Afrika'da yürüttüğü agresif dış politikanın ortaya çıkardığı sivil kayıplar ve insan hakları ihlalleri görmezden geliniyor Batı dünyasında...

Şimdi değil ama ileride BAE'nin Orta Doğu ve Afrika'daki ABD üslerinden emekli üst düzey askerleri ortağı ya da kurucusu olduğu büyük firmalarda yüksek maaşlarla istihdam etmesini de yazacağız. 

Türk devletinin düşmanı Rubin'e, "İntikam peşine düşüyorsan, çifte mezar kaz" Çin atasözünü hatırlatmak gerekiyor. 15 Temmuz'un başarısız olmasıyla hayal kırıklığı yaşayan bu Neo-Con artığı sonrasında, "Beyaz Saray'ın düşünmesi gereken sorunun (Türkiye'yle nasıl dost oluruz) değil, (Türkiye'nin çöküşünü nasıl yöneteceğiz)" diye yazdı. Aynı tarihlerde başka bir paylaşımında da, "Recep Tayyip Erdoğan artık yolun sonuna geldi" diye yazdı.

Rubin son yazısında Türkiye ve müttefikleri Pakistan ile Somali'yi hedefe koyarak ABD Dışişleri'ne sufle vermesinin tesadüf olduğuna kim inanır? 

Stratejik akıldan yoksun, salt İsrail çıkarlarına hizmet eden Rubin'in 2007'den bu yana ABD Deniz İhtisas Okulu'nda eğitmenlik yaptığı, 2012'den beri de ABD Yabancı Askerî Araştırmalar Ofisi'nde analist olarak çalıştığı doğru mu acaba? Eğer öyleyse çok yazık. Etki alanı çok çok az olsa da Rubin'in ABD askerî yapısında görev alacak kişilerin zihinlerini ön yargılı ve yanlış bilgilerle doldurma potansiyeli taşıdığını söylemek gerek.

Yukarıda yazdığım Afrika atasözünü son söz olarak buraya tekrar koyuyorum: "Ancak aptallar suyun derinliğini iki ayağıyla birden kontrol eder."