Bizim mahallenin “Carlito Brigante” yanılgısı galiba bitti

Brian De Palma’nın 1993 yapımı “Carlito’nun Yolu” filmi bana göre sinema tarihinin başyapıtı eserlerindendir. O filmde Carlito kritik bir hata yapıyor. Ne olduğunu filmi izleyenler bilecektir. İzlemeyenler için ne olduğunu yazıp sihri bozmayayım!.. 

Neticede bir mafya filmi. Onu soyutlayıp hayata uyarlarsak bazı hatalar bir kez yapılmalı. Birden fazla yapılırsa o hata değil artık aptallıktır. 20 Eylül 2017’de Carlito Brigante’nin durumunu Nagehan Alçı için yazmıştım. 

Bazen bizim mahalle Carlito Brigante tarzı çok hata yaptı. Karşı taraf beni sevsin, beni adamdan saysın diye uğraşırlardı. Sanat, medya, siyaset vb. alanındaki bazı kişiler aramız iyi olsun diye uğraşıyordu. Hâlbuki karşı mahalle bulduğu her fırsatta intikam için gün sayıyor. Hükûmete destek verir gibi görünen bir dizi oyuncusu ya da şarkıcı bulduğu ilk fırsatta sırtını döndü. 2019 yerel seçimleri bunun örneği. Erdoğan devrildi galiba, heyecanıyla hemen kendi mahallerine döndüler! 

Son zamanlarda yaşadığımız sel, yangın gibi afetlerde dertlerinin Türkiye değil seçilmiş, meşru hükûmeti devirmek olduğunu gördük. İntikam yeminleri ediyorlar. Gününüzü göreceksiniz diyorlar. Emre Kınay dümdüz yalan söylüyor. Leman Sam, termik santral yanarsa yansın diyor. Helikopterleri gördükleri hâlde helikopter yoktu diyorlar.

Kemal Kılıçdaroğlu artık yalanın dibini görmüş durumda. CHP’liler zaten aleni çarpıtma ustası olmuşlar. Hükûmetin her yaptığını olumsuz olarak görüyorlar. Böylece iktidara geleceklerini düşünüyorlar. Aynı isimler yabancı düşmanlığı yapıyorlar. Aslında yabancıdan ziyade Suriyeli, Arap, Afgan düşmanlığını körüklüyorlar. 

AK Parti ve bakanlar yangınlar, seller kadar yalanlarla uğraşıyorlar. Yalanları çürütmek için bayağı efor harcanıyor. 

Sonuçta muhalifler iktidarı ve iktidarın temsil ettiği hiçbir değeri önemsemiyor. AK Parti ve AK Partililere nefret kusuyorlar. Bunu ifade etmekten de geri durmuyorlar. Sanatçı tayfasının bir kısmı, gazetecilerin bir kısmı, akademisyenlerin bir kısmı akli melekesini yitirmiş durumda. Neredeyse fırsat bulsalar hükûmeti destekleyenleri bir kaşık suda boğacaklar... 

Neticede herkes aslına rücu eder. Görüyorsunuz ülke batsın ama AK Parti gitsin, derdindeler. Erdoğan’a olan nefret de aynı. Sorsanız insan seviyorlar, hayvan seviyorlar, hümanistler ama aslında hiçbiri değiller. Kendi gibi olmayan herkese düşmanlar...

İşte “Help Turkey” etiketine destek vermeyen Nilüfer ve Şehrazat’ın şarkılarını bundan sonra çalmayacağız dediler. Faşizm budur. Sorsanız demokratlar ama değiller. En küçük aykırı fikri savunanlar kapı dışarı ediliyor. Cumhuriyet gazetesinde yazarken evrimle ilgili azıcık farklı görüş belirtti diye Nuray Mert’in nasıl kovulduğunu unutmayalım. 

Carlito Brigante gibi hatalara düşmemek lazım. Bu hatalara düşünce ne hâllere geldiğimizi yıllardan beri gördük. Tecrübe ettik...