Millet İttifakı'nın adayı

Ali Babacan Deva Partisi’ni kurduğunda muhaliflerde iyimser bir hava vardı. AK Parti’den belli oy alır ve iktidar alternatifi olamasa da muhalefetle iyi iş çıkarır diye düşünüyorlardı. 

Ancak geçen her gün hem Ali Babacan’a olan ilgiyi azalttı hem de onun bir balon olduğunu ortaya koydu. AK Parti’de görev yaptığı dönemde iyi olan her şeyi kendinden bilen Babacan, kötü olanları ise Erdoğan’a mal etti. Hâliyle inandırıcılığı kalmadı. 

Ekonomiyi nasıl düzelteceksiniz sorusuna ise hiçbir şey diyemedi. “Biz iktidara gelince piyasaya güven gelecek” gibi ortaya bir laf attı. Yani tribüne attı. Sonra Erdoğan dönemini kötüledi. CHP gibi bir partiyle yan yana görünmekten çekinmedi. Emine Hanım’a bile twitterdan laf yetiştirdi. 

İki gün önce yaptığı açıklamalar ise ibretlik. Ne demişti, hatırlayalım:  

Bugüne kadar hangi seçimde hile oldu ki, bu imayı yapıyor Babacan! Ben hatırlamıyorum. Babacan oyların tek mühür basılarak tek bir partiye kullandığını da dedi. Burada delili ne acaba? 2017’deki referandumsa orada durum bu değildi. 

Ama Babacan gördüğünüz gibi ne kadar kolay iftira atabiliyor. İçini nasıl bir hırs bürümüş ki, pervasızlaşabiliyor. Ali Babacan artık tükenmiş durumda. Ne yapsa sonuç alamıyor. Alacağı oy üç aşağı beş yukarı belli. Ya yüzde 1 ya da 2. Başlangıçtaki kredisini komple tüketti.  

Gündem oluşturamayınca saçmalamaya başladı. Çok kolay yalan söylüyor Babacan.

Millet İttifakı’nın adayı kim olur bilmiyorum; ama CHP adayı Kemal Kılıçdaroğlu’dur. En son Kanal İstanbul’la ilgili yaptığı anlaşma ve kullandığı tehdit dili bunu ortaya koyuyor. Adaymış gibi konuşuyor. 

Aday olmayacak kişi bu kadar net konuşmaz. Kemal Bey hem de birinci tekil şahıs kullanıyor. Son olarak belediye başkalarına kapıyı da komple kapatmış oldu. 

Belediye başkanları ya Kılıçdaroğlu’na uyacak ya da kendileri aday olacak. Burada merak edilen konu İmamoğlu aday olacak mı? Gerisi boş tartışma.

Eğer İmamoğlu ya da Yavaş aday değilse genel başkanlar adaydır. Şapkadan tavşan çıkacak değil.