Erdoğan: Cumhuriyet ile sıkıntım yok

"Diyorlar ki 'niye hep siz cumhuriyet tarihini dile getiriyorsunuz'. Ben bir dönemi ortaya koyuyorum. Benim cumhuriyetle herhangi bir sıkıntım yok. Çünkü cumhuriyet burada zaten. Bu millet cumhurun ta kendisidir"

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Teröre kim zemin hazırlıyorsa biz onların peşinde olacağız. Markası ne olursa olsun peşinde olacağız. Asla geri adım atmak yok" dedi.
Başbakan Erdoğan, Marriott Otel'de düzenlenen İdareciler Günü kutlama ve ödül törenine katıldı. Konuşmasında KCK konusuna değinen Başbakan Erdoğan, bu konuyla ilgili idarecilere seslendi.
Erdoğan, şunları söyledi: "İşte biliyorsunuz, içindesiniz. KCK, KCK, KCK... Nasıl olur da KCK'yı tutuklarsınız? Nasıl olur da şöyle yaparsınız, böyle yaparsınız? Bunlar belediye başkanı şudur budur vesaire... Teröre kim zemin hazırlıyorsa biz onların peşinde olacağız. Markası ne olursa olsun peşinde olacağız. Asla geri adım atmak yok. Zira kimin ne yaptığını gayet iyi biliyoruz. İyi takip ediyoruz. Dedik ya gerekirse inlerine kadar gideceğiz, gidiyoruz. Niye? Çünkü bu ülkenin huzurunu, bu ülkenin barışını, refahını engellemeye bozmaya kimsenin hakkı yok. Ve bu konuda valilerimiz, kaymakamlarımız, güvenlik güçlerimiz şu ana kadar fedakarca, birlik, beraberlik içerisinde, silahlı kuvvetlerimizle, jandarmamızla, emniyet güçlerimizle el ele dayanışma halinde bir mücadele sürdürüyoruz. Onun için kendilerini alkışlıyorum. Onun için kendilerini tebrik ediyorum ve inanın ülkemizin aydınlık yarınları işte bugün atılan tohumların inşallah semeresi olacak."

-"O bölgenin insanı"-

Valilerin, kaymakamların, tehdit edilmesinin bölgeye hizmet götürülmemesi için uygulamaya konulan senaryoların, bütün bu adımları engellemek için olduğuna işaret eden Başbakan Erdoğan, "Bir kaymakam arkadaşımız, ilçesindeki köylere, oradaki acıyı paylaşmak, taziyede bulunmak, yaraları sarmak için gidiyor. Hem de o bölgenin bir insanı olarak, yani Muş'lu... Yani oranın insanı oranın evladı. O bölgenin dilini, ruhunu, yapısını bilen bir kişi olarak oraya gidiyor. Ne var ki, işte o başarıyı hazmedemeyen, o başarıyı çekemeyen, bölgenin çehresinin değişmesini istemeyen o densizler tarafından insanlık dışı muameleye maruz kalıyor" dedi.
"Bunlar bizi asla yıldırmayacak değerli arkadaşlarım" diye konuşan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Bunlara asla boyun eğmeyeceğiz, asla geri çekilmeyeceğiz. Allah'ın verdiği ömrü kimse geri alamaz. Kimse geri çekemez. Yeter ki biz bu ömrü bu vatana bu millete hizmet yolunda harcayalım. Bu yola böyle devam edelim. İnanıyorum ki idareciler olarak bizim görevimiz zaten bu değil mi? Eğer idareci kendini bu yola vakfetmezse millet kendini bu yola asla vakfetmez. Ama idareci kendini bu yola vakfederse idareci bu noktada kendini öne çıkarırsa, kendini ortaya koyarsa o millet de arkasından gelir. Hani diyor ya şair; 'Yürüyeceksin millet yürüyecek arkandan'. Önce idareci, sen yürüyeceksin... Millet de arkandan yürüyecek. Bunu başarmanız lazım.
Bu tür olaylar, bizim de sizlerin de ne kadar doğru bir istikamette yürüdüğümüzü gösteren çarpıcı olaylardır. Bu tür tahrik girişimleri, bölgenin nasıl değiştiğini, nasıl dönüştüğünü, bölgede zihniyetin, devlete bakışın ne kadar değişim gösterdiğini ispat eden olaylardır.
Şimdi ben bazen diyorum yani cumhuriyet tarihinde bu hizmetler yapılmadı. Diyorlar ki 'niye hep siz cumhuriyet tarihini dile getiriyorsunuz'. Ben bir dönemi ortaya koyuyorum. Benim cumhuriyetle herhangi bir sıkıntım yok. Çünkü cumhuriyet burada zaten. Bu millet, cumhurun ta kendisidir. Cumhuriyetin ta kendisidir. Bizim öyle bir sıkıntımız yok. Ama biz bir dönemi ortaya koyuyoruz. Ve şurada 9 yıl içinde ortalama rakam veriyorum, sadece Doğu ve Güneydoğu'da yapılan yatırımların bedeli yaklaşık 25 katrilyonu bulmuştur, eski rakam... Bugüne kadar böyle bir şey olmadı. Alt yapısıyla, üst yapısıyla, toplu konutlarıyla, hastaneleriyle almış başını gidiyor."

-"Kaybeden bölge halkı olur"-

Başbakan Erdoğan, KÖYDES projesiyle ilgili yapılanlar hakkında da bilgi vererek, son dönemde bununla ilgili bütçenin kaymakamlara verildiğini, valiliklerin de denetleyen konumunda olduğunu söyledi. SODES ve BELDES gibi adımlarla da ilçelerin, köylerin ayağa kaldığını anlattı.
80 yıl içinde bunların yapılmadığını ifade eden Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti: "Ama biz bunlardan vazgeçmeyeceğiz. Eğer korkarsak, eğer vazgeçersek geri adım atarsak kaybeden biz oluruz. Kaybeden bölge halkı olur, kaybeden topyekun Türkiye olur. Bundan sonra Türkiye kaybetmeyecek. Türkiye kazanacak. Ve biz inşallah Gazi'nin ifadesi ile eğer muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkacaksak bu lafla olmaz, icraatla olur.
İşte şurada 9 yılda Türkiye'nin Gayri Safi Milli Hasılası bire üç arttıysa bu, bu gayretle oldu. Şimdi hedef ne? Cumhuriyetin 100 yılında inşallah Türkiye'yi dünyanın ilk 10'u içine sokmak. Bunu bu millet yapar mı? Evelallah yapar. Hiç endişeniz olmasın yapacağız. İşte bugün yine açıklandı, sanayide geçen yılın aynı ayına göre yaklaşık yüzde 9 artış var. Devamlı bu kalemlerde artışlar devam ediyor."

-Valilere uyarı-

Her bir valinin, idarecinin, halkın içinde, halkla birlikte, halkla gönül bağı kurmuş bir şekilde kararlılıkla yoluna devam edeceğini ifade eden Başbakan Erdoğan, "Ne diyorum biliyor musunuz? Ben diyorum ki, vali arkadaşım, sevgili kardeşim al yanına hanımını, zaman zaman git evlere sürpriz ziyaretler yap. Ama hep böyle kaymak takımından olanlara gitme" dedi.
İdarecilerin, fakir fukara, garip gurebayı bulup onların yanına gitmesini isteyen Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:
"Onun valiyi görmesi ne demek biliyor musun? Adeta yeniden doğması demektir. Hele hele hanımefendi ile birlikte bu ziyareti yaptığınız zaman öz güveni artacaktır. Aynı şekilde kaymakam kardeşim, al hanımefendiyi yanına çık az önce tebdili kıyafet yapan genç kaymakam kardeşim var ya onun gibi... Haber vermeden elinde bir paket, git fakir fukaranın, sosyal dayanışma fonumuz her şeyimiz var git kapısını çal onu sevindir. O seni gördüğünde bir başka olacak. Bunu bu fakir kardeşiniz yaptı. Semeresini aldı. Güzel oluyor, hoş oluyor. İnanın zevk alacaksınız, içinizde yapanlar var zaten, ama bunları yayalım, genişletelim, kucaklayalım. Kucakladığınız sürece kucaklanacaksınız, bunu böyle bilin.
Edirne'den Kars'a, Hakkari'den Muğla'ya, Sinop'tan Antalya'ya kadar her ilde, ilçede, belde ve köylerde, devletin şefkati, sıcaklığı, kucaklayıcı, gözetici tavrı hakim kılınacak."

-"Gerektiğinde iş makinesinin üzerine çıkıp talimat verecek"-

Valilerin, kaymakamların, gerektiğinde daha ileri giderek, "kazmayı kendisinin vuracağını, çizmeyi ayağına giyeceğini çamurlu sokaklar varsa oraları dolaşacağını kaydeden Erdoğan, şunları söyledi: "Küreği alıp inşaatta ilk harmanlamayı o yapacak, gerektiğinde iş makinesinin üzerine çıkıp talimat verecek. Gerektiğinde yardım kamyonlarında şoförün yanına oturacak, tek tek ocağı tütmeyen evleri tespit edecek, kapıları çalacak, evlere misafir olup, orada kömürünü dağıtacak.
Bir ara dediler ki valileri, kaymakamları dilenci durumuna düşürdünüz. Yok bilmem ihale dağıtacakmış, yok bilmem sadaka dağıtacakmış, şunu yapacakmış, bunu yapacakmış. Hayır, hayır. Benim valim, benim kaymakamım, belediye başkanım bunu yaparken bir görev telakkisi içinde yapacak. O garip gurebeyı, fakir fukarayı bulup devletin sosyal dayanışma ve yardımlaşma vakfının, bizim devletimiz demokratik, laik sosyal bir hukuk devleti olmasının gereği, sosyal devlet olmanın gereğini yerine getirecektir. Kimse bunu sağa, sola çekmesin. Bunu yapmalıyız."

-"Sıcak ilişkiler son derece önemlidir"-

Başbakan Erdoğan, "Ve ben açık söylüyorum, makam odalarına kapanan, sabah 9, akşam 6 makam odalarından çıkmayan idareci istemiyorum. Ona da iyi bakmıyorum. Evinden işine, işinden evine makam aracının arkasında sadece korumasının ensesini seyreden vali istemiyorum" diye konuştu.
Erdoğan şöyle devam etti: "Devamlı araziyi göreceğiz, şehrimizi göreceğiz, seyahat etmeyen, sokağa inmeyen, çarşı pazar dolaşmayan vali, kaymakam istemiyorum. 2 yıl, 3 yıl, 5 yıl görev yapıp, varlığı yokluğu belli olmadan ilini, ilçesini terk eden vali, kaymakam istemiyorum. Makamlarınız, sizlere milletin emanetidir. Sizler, millete hizmet etmek, hizmetkar olmak için oradasınız. Makamlar size değil, sizler makamlara anlam kazandıracaksınız.
Siz milletle ne kadar iç içe, ele ele, gönül gönüle olursanız, bu ülke, inanın o kadar hızlı değişir, değişiyor ve değişmeye devam edecektir. Görev yaptığınız ilin, ilçenin, görevi devraldığınızdaki ekonomik, sosyal durumu sizin için bir mazeret teşkil etmesin. Siz, ne devraldığınızın değil, atını çiziyorum; nasıl devrettiğinizin muhasebesini yapmakla mesulsünüz.
Yerel idarecilerle, sivil toplum örgütleriyle, yerel medyayla, şehrinizin kanaat önderleri, fikir ve inanç önderleriyle sıcak ilişkiler tesis etmeniz de aynı şekilde son derece önemli. Siz halkla ne kadar kaynaşırsanız, ne kadar kucaklaşırsanız, inanın halk da devletle o kadar kucaklaşacak, o kadar sıcak iletişim kuracaktır.
Millet sizlere güveniyor, sizlere inanıyor. Milletin, sizlerin eğitimi, yetişmesi için sarf ettiği imkanların boşa gitmediğine, heba olmadığına yürekten inanıyoruz. Milletin emanetine sımsıkı sahip çıkacağınızı, milletin yüzünü ağartacağınızı biliyor, bununla da gurur duyuyor, iftihar ediyoruz.
Bir kez daha, İdareciler Gününüzü tebrik ediyorum; başarılı idarecilerimizi, ödül alan kardeşlerimizi yürekten kutluyorum."

KAYMAKAM YAVUZ'A ÖDÜL
Türk İdareciler Derneği Genel Başkanı Saffet Arıkan Bedük de, vali ve kaymakamların ülkenin kalkınmasında üzerlerine düşen her türlü görevi yürütme gayreti içerisinde olacaklarını söyleyerek, vali ve kaymakamların bu gayretlerini sürdürmeye devam edeceklerini belirtti. Törende çalışmalarından dolayı ödülü hak eden kaymakam ve valilere plaket verildi. Başbakan Erdoğan'ın ödülleri dağıttığı törende, Uludere'de saldırı ya uğrayan Kaymakam Naif Yavuz da ödüle layık görüldü.