ABD'de isyan, Siyahi öfke büyüyor!

ABD Başkanı Obama olaylarla ilgili, 'ülkesine zarar verenlere hiçbir sempatim yok' dedi.

ABD Başkanı Barack Obama, Ferguson'da olanları bahane ederek şiddete başvuranlara hiçbir sempati duymadığını ama toplumun bazı kesimlerine adil davranılmadığı duygusuyla hayal kırıklığı yaşayanları anladığını söyledi.
Obama, Chicago'da göçmenlik konusunda yapacağı konuşmanın başında Ferguson'da yaşanan olaylara değindi.
Karar sonrası yaşanan hayal kırıklığının sadece Brown'in öldürülmesiyle alakalı olmadığını, Afrikan-Amerikan toplumunda kanunların adaletli uygulanmadığına dair kökeni derinlere uzanan bir algı bulunduğunu belirten Obama, "Bu her yerde ve güvenlik güçlerinin çoğunluğu için geçerli olmayabilir ama insanların bu algısı da yaratılmış bir şey değil, kökleri bu ülkede uzun süredir var olan gerçeklere dayanıyor" diye konuştu.
Hayal kırıklıklarına yapıcı veya yıkıcı şekilde cevap verme yollarına dikkati çeken Obama, "Binaları yakmak, araçlara, mülklere zarar vermek, insanları tehlikeye atmak, bunlar yıkıcıdır ve bunların hiçbir gerekçesi olamaz. Bunlar suç davranışlarıdır ve bu tür suçlara karışanlar için işlem başlatılmalıdır" dedi.
Obama, medyadan çok ilgi görmeseler de aslında Chicago, New York, Los Angeles ve diğer yerlerdeki büyük gösterilerin barışçıl şekilde gerçekleştiğine de işaret etti.

BAŞKANINIZ SİZİNLE

"Eğer Amerikan toplumunun herhangi bir parçası kendisine adaletli davranıldığı ve hoş karşılandığı hissine sahip değilse, bu hepimizi riske sokar, hepimiz bundan kaygı duymalıyız" ifadesini kullanan Obama, sorunları yıkıcı değil yapıcı yollardan çözmeye çalışanlara seslenerek, Başkanları olarak onlarla çalışacağını söyledi.
Obama, bir Başkan olarak soruşturma ve incelemenin devam ettiği spesifik davalar hakkında konuşmasının uygun olmadığını ama halkın, kökleri derinlere dayanan kaygılarını ele almaları gerektiğini belirterek, "Yapıcı yollarla bunlara çözmek için çalışmaya hazır olanlar; Başkanınız sizinle çalışacak. Ülke genelindeki güvenlik güçleri ve valilikler ve belediyeler, sizlerle de çalışmak istiyorum" diye konuştu.

TOPLUMDA GÜVENİ İNŞA ETME ÇABALARI BAŞLIYOR

Obama, bunun bir parçası olarak Adalet Bakanı Eric Holder'a, Ferguson'daki olayı soruşturmasının yanı sıra toplumda güveni inşa etmeye odaklı bölgesel toplantı serileri oluşturmak için birlikte atılabilecek spesifik adımları belirlemesi talimatını verdiğini açıklayarak, "Gelecek hafta, güvenlik güçlerinin adil olduğu ve ülkedeki her bir bireye eşit düzeyde uygulama yapıldığından emin olmak için atabileceğimiz spesifik adımları belirlemeye başlama amaçlı olarak, eyalet ve yerel yetkililer ile güvenlik güçleri, toplum liderleri ve dini liderleri bir araya getireceğiz" dedi.

Polislerin uygun eğitilmesinin onların hizmetlerini artırdığını ve bunun da insanların sisteme güvenini yükselttiğini hatırlatan Obama, şunları kaydetti:
"Dolayısıyla, özellikle atabileceğimiz adımlar var. Bizim için kilit nokta, en iyi uygulama yöntemlerini artırmamız, şehir şehir, eyalet eyalet çalışmamız. Çünkü Ferguson'daki sorun sadece Ferguson'un problem değil. Bu Amerika'nın problem ve gerçekten buna bir değişim getirdiğimizden emin olmalıyız."

KENDİ TOPLUMUNA ZARARA UĞRATANLARA SEMPATİM YOK

Obama, Ferguson'daki şiddet olayları hakkında da şunları söyledi:
"İşin özü şu: Yıkıcı davranışlar hiçbir yarar, değer getirmez. Hiçbir zaman sivil haklar kanununun veya sağlık reformunun veya göçmenlik reformunun arabalar yakıldığı için geçtiğini görmedim. Bunlar oldu, çünkü insanlar oy verdi, harekete geçti, organize oldu, problemleri çözmek için en iyi yöntemlere başvurdular. Gerçekten ilerleme böyle olur.
Dolayısıyla, kısa vadeli, kolay yolu seçip yıkıcı davranışlara girmeyin. Gerçek değişimi getirmek için benimle ve valilerle, eyalet yetkilileriyle çalışarak uzun vadeli, zorlu ve kalıcı yolu seçin.

Ferguson'da olanların şiddet için gerekçe oluşturduğunu düşünenlere hiçbir sempatim yok. Kendi toplumunu zarara uğratanlara hiçbir sempatim yok. Ama, toplumun bazı kesimlerine adil davranılmadığı ve bazı bireylere diğerleri kadar değer verilmediği duygusuna sahip oldukları için hayal kırıklığı yaşayan ve acı duyan çoğunluğu anlıyorum, onlarla çalışmak istiyorum, Başkanınız sizinle. Odaklanmamız gereken bu, hadi yapıcı olalım".

WASHINGTON'DA GÖSTERİCİLER ÖLÜ TAKLİDİ YAPTI

ABD'nin başkenti Washington'da, St. Louis kentindeki Soruşturma Kurulunun Ferguson'da silahsız Michael Brown'ı öldüren polis Darren Wilson'un yargılanmamasına yönelik kararını protestolar devam ediyor.

Black Youth Project 100 (Siyahi Gençlik Projesi 100) adlı siyahi haklar savunucusu sivil toplum kuruluşunun organizasyonuyla bugün kentin çeşitli noktalarında toplanan bir grup protestocu, bir araştırmaya göre ABD'de her 28 saatte bir siyahinin polis ya da mahalle bekçisi tarafından öldürülmesine dikkati çekmek ve bu soruna karşı ilgili idarecilerin adım atması çağrısında bulunmak için eylemler düzenledi.

Siyahlara karşı ayrımcılık yapmakla suçladıkları polis üzerinde yaptırım yetkisi bulunan kurumların önünde toplanan protestocular, her bir kurumun önünde, Michael Brown'ın öldürüldükten sonra cesedinin 4 saat boyunca caddede bekletilmesini sembolize etmek adına 4 dakika süreyle ölü taklidi yaptı.

Rapordaki istatistiğe uygun olarak eylemlerini 28 saat boyunca aralıklarla sürdürecek protestocular bu kapsamda gün boyunca, "Siyahların Yaşamı Değerli", "Mike Brown İçin Adalet", "Irkçılığa, Polis Şiddetine Son" yazılı pankartlarla kent meclisi, polis şikayet merkezi ve belediye başkanlığı gibi binaların önüne gelerek sloganlar attı, ''ölü taklidi yapma, polis şiddetine kurban giden siyahilerin adlarını okuyarak saygı duruşunda bulunma'' gibi eylemler sergiledi.

ABD'DE IRKÇILIK SİSTAMATİK BİR SORUN

Gösterinin organizatörlerinden Jonathan Lykes, AA muhabirine, ABD'de sistematik bir ırkçılık sorunu bulunduğuna işaret ederek, buna karşı mücadele etmeleri gerektiğini belirtti.
İnsanların bu son yaşananlara kızmakta haklı olduğunu kaydeden Lykes, şöyle devam etti:
''Amacımız bu öfkeyi ve acıları güce dönüştürmek. Bu ülkedeki ırkçılık tarihine eklemlenmiş sistemleri nasıl değiştirebileceğimizi, bu ırkçılık tarihini nasıl tersine çevirebileceğimizi, Darren Wilson gibilerinin serbest kalabilmesine izin veren politikaları, polisin siyahların yaşadığı mahallelerdeki rutin uygulamalarını nasıl değiştirebileceğimizi konuşmalıyız."

Tüm bu idealleri uzun vadeli stratejik ve kalıcı bir plana dönüştürmeleri gerektiğini anlatan Lykes, dolayısıyla bu eylemlerinin tek bir günlük tepkisel bir protesto olmakla sınırlı kalmayacağını, ülke genelinde özgürlük ve adalet için mücadele edeceklerini dile getirdi.
Samantha adlı bir başka eylemci de şu anda büyük bir öfke ve acı duyduğunu, dün Darren Wilson hakkındaki jüri kararının ardından bir siyahinin yaşamının daha değersiz ilan edilmiş olunduğunu söyledi.

Amerika'da ırk ayrımcılığın yaygın bir sorun olduğuna işaret eden Samantha, "bu durumda bir düzelmenin de olmadığını çünkü ırkçılığın ve beyaz üstünlüğünün sistematik nedenlerinin yeterli derecede ele alınamadığını" savundu. Samantha, örneğin okullarda hala siyah-beyaz ayrımcılığının devam ettiğini, siyahilerin iş bulmasının da aşırı derecede sınırlı olduğu görüşünü dile getirdi.

RUSYA DIŞİŞLERİNDEN AÇIKLAMA

Rusya Dışişleri Bakanlığı İnsan Hakları Temsilcisi Konstantin Dolgov, ABD'nin Missiouri eyaletindeki St. Louis kentinin Ferguson bölgesindeki şiddet olaylarının tırmanmasıyla ilgili, ''Ferguson olayları, ABD'nin ırksal sorunlarının dışa vurumudur'' yorumunu yaptı.
Dolgov, Rusya devlet televizyonuna yaptığı açıklamada, Ferguson'da ırksal ayrımcılık üzerinden ortaya çıkan protestoların, ülkenin istikrarına zarar verebileceğini belirtti.
Bölgedeki gelişmelerin Amerikan toplumu için ciddi bir zorluk olduğunu ifade eden Dolgov, ''Irksal ayrımcılık, ırk ve etnik gerginlikler, Amerikan demokrasisi, toplumun istikrarı ve bütünlüğü için ciddi bir sorun. Ferguson olayları, ABD'nin ırksal sorunlarının dışa vurumudur'' dedi

BİNLERCE ASKER VE POLİS DEVREDE

Ferguson'da eyalet yönetimi eyalet muhafızlarına bağlı askeri birlikler ile polis güçlerini devreye soktu. Yüzlerce protestocuya karşı güvenlik güçlerinden binlerce asker ve polisi devreye sokan eyalet yönetimi, düşündürüyor. Oakland, Los Angeles, New York, Washington DC, Boston ve Clevend'da göstericiler caddeleri kapattı. Barışçıl protesto gösterileri, polis sert müdahale etti. Ferguson'da bölgede görevli gazetecileri gözaltına almakla tehdit eden polis, kısa süre sonra bu eylemi gerçekleştirdi. Anadolu Ajansı muhabiri Samuel Corum, Ruptly muhabiri Denise Reese'in gözaltına alındığını duyurdu. Özgür basına karşı şiddet kullanan polis, gözaltılara devam ediyor.

ANADOLU AJANSI SAVAŞ MUHABİRLERİ BÖLGEDE

Olayların şiddetlenmesi ve çatışmaların ardından Anadolu Ajansı Genel Müdürü Kemal Öztürk'ün talimatıyla bölgede üç savaş muhabiri görevlendirildi. Anadolu Ajansı'nın Türkiye saati ile sabah 6:00 da başlayan protesto gösterileri Anadolu Ajansı Global TV ile canlı yayında.

BİRLEŞİK DEVLETLER GENELİNDE PROTESTOLAR SÜRÜYOR

ABD'nin başkenti Washington'da, St. Louis kentindeki soruşturma kurulunun, Ferguson'da silahsız Michael Brown'ı öldüren polis Darren Wilson'un yargılanmasına gerek olmadığı yönündeki kararını protesto gösterileri bu gece de devam etti.
Başkentteki Mt. Vernon Meydanı'nda toplanan binlerce kişi, Ulusal Portre Galerisi'ne kadar yürüdü. Eylemciler yürüyüş sırasında zaman zaman ana kavşak noktalarında trafiği engelledi.
Yürüyüşün ardından galerinin merdivenlerinde biriken eylemciler, "Eller havaya, ateş etme" şeklinde sloganlar atarak Ferguson'daki jürinin kararını protesto etti.

"Adalet yoksa barış da yok", "(Michael Brown'ı kastederek) Kardeşiniz için ayağa kalkın", "Irk ayrımcılığına son", "Siyahların yaşamı da değerli", "Eğer sessiz kalırsanız sizi de öldürürler", "Irkçı polis terörüne son" gibi pankartlar taşıyan eylemcilerden bazıları, Michael Brown'ın öldürülmesini sembolize etmek için ölü taklidi yaptı.
Eylemciler arasında küçük bir grubun Amerikan bayrağı yaktığı da görüldü.
Ulusal Portre Galerisi'ndeki gösteriden sonra küçük bir grup eylemci, sloganlar atarak ve şarkılar söyleyerek Beyaz Saray'ın önüne yürüdü.

Protesto sırasında AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Chris Egbo adlı bir eylemci, "Ülkede benim gibi gençlere yapılanları gördükten sonra dayanışma göstermemek ve endişeleri yüksek sesle dile getirmemek sorumsuzluk olurdu" dedi.
Egbo, jürinin kararının adaletsiz ancak beklenen bir karar olduğunu da kaydetti.
Bayrak yakan grubun arasında yer alan Janessa Robinson da Amerika'nın tarih boyunca siyahilere yönelik muamelesine sert eleştiriler yöneltti.
Polisin yoğun güvenlik önlemi aldığı gösteri sırasında herhangi bir şiddet olayı yaşanmazken, eylemciler gösterinin ardından olaysız dağıldı.
Washington'da dün gece de bini aşkın kişi Beyaz Saray önünde toplanarak Ferguson'daki jüri kararını protesto etmiş, Beyaz Saray'dan Kongre binasına ve oradan da Yüksek Mahkeme'ye yürümüştü.

AA EKİPLERİ ZOR ŞARTLARDA GÖREVLERİNİ YERİNE GETİRMEYE ÇALIŞIYOR

Ferguson'daki jüri kararının ardından başlayan protestoları ABD genelinde izleyen AA ekipleri, zor anlar yaşadı. AA ekipleri, Ferguson'daki olayları yerinde ve ülke genelinde takip etmeyi sürdürüyor. Ferguson'daki gösteriler sırasında atılan taşlardan birinin isabet etmesi sonucu, olayı görüntüleyen AA foto muhabiri Cem Özdel'in makinesinde hasar oluştu. New York'taki gösterileri izleyen AA muhabiri Bilgin Şaşmaz da gözaltına alınma tehlikesiyle karşı karşıya kaldı. Barışçıl devam eden ve karmaşanın fazla olmadığı eylemde polisin bazı göstericileri gözaltına almasını çeken Şaşmaz, iki kez polis tarafından gözaltına alınmakla tehdit edildi.

Oakland'daki gösterilerde de AA için çalışan serbest muhabir Tayfun Coşkun'un park halindeki arabasının yan ön camını kıran hırsızlar, arabanın içinde bulunan iki adet objektif, dizüstü bilgisayar, flaş ve diğer teknik gereçlerini çaldı.

FERGUSON'DA 44 GÖZALTI

Ferguson'un bağlı olduğu Missouri eyaletinin valisi Jay Nixon'ın talebi üzerine kente 2 bin kişilik Ulusal Muhafız Birliği'nin gönderilmesinin etkisiyle dün gece çok sayıda yağmalama ve kundaklama olayına sahne olan kaos ortamının ikinci günde nispeten kontrol altına alındığı görüldü. Gönderilen yeni birlikler gösterilere doğrudan müdahale etmezken, daha ziyade polis merkezi gibi bazı kritik noktalarda nöbet tuttu. Kentin işlek bir kesiminde her bir mağazanın önünde bir asker bekledi, bazıları da çatı katlarında konuşlandı. Kentteki gösteriler düne göre bugün daha az düzeyde şiddet olayına sahne oldu. Polis yine de zaman zaman göstericileri dağıtmak için göz yaşartıcı gaz ve biber gazı kullandı. Göstericiler bir polis aracını ateşe verdi, belediye binası ve bazı mağazaların da camlarını kırdı.

Göstericiler yer yer polis ekiplerine gaz bombası, meşale, taş ve donmuş su şişeleri fırlattı. Dün 60'ı aşkın kişinin gözaltına alındığı kentte bugün de 44 kişi, çoğu polisin uyarılarına uymadıkları gerekçesiyle gözaltına alındı. Ancak kentteki grupların düne göre sayısının azaldığı ve daha fazla kontrol altında tutulduğu gözlendi.

DİĞER KENTLERDEKİ GÖSTERİLER

Gösteriler sadece Ferguson'la sınırlı kalmadı. Jürinin kararına tepki gösteren Amerikalılar başkent Washington, New York, Los Angeles, Chicago, Boston, Denver, Oakland, Atlanta, Cleveland, Seattle, Minneapolis, Portland gibi diğer bazı şehirlerde de sokaklara döküldü. New York'ta Union Square'de toplanan yüzlerce gösterici New Jersey ile New York'u birbirine bağlayan Lincoln tüneline doğru yürüyerek tüneli trafiğe kapatmak istedi ancak polis göstericileri engelledi. Tünelden Times Meydanı'na geçen göstericiler, burada 7. caddeyi trafiğe kapatmak isteyince polis grubu dağıtmak için biber gazı ile müdahale etti. Müdahale sırasında polis bazı göstericileri gözaltına aldı.

Başkent Washington'da da Mt. Vernon Meydanı'nda toplanan binlerce kişi, Ulusal Portre Galerisi'ne kadar yürüdü. Eylemciler yürüyüş sırasında zaman zaman ana kavşak noktalarında trafiği engelledi. Eylemcilerden bazıları, Michael Brown'ın öldürülmesini sembolize etmek için yerde hareketsiz yattı. Eylemciler arasında küçük bir grubun Amerikan bayrağı yaktığı da görüldü. Eylemciler diğer birçok kentte de otoyollar ve belirli kavşakları trafiğe kapattı. Polis araçları, mağazalar, çöp kutularının ateşe verilmesi ya da tahrip edilmesi gibi olaylar da görüldü. Seattle'da yüzlerce öğrenci sınıfları terk ederek eylem yaparken, Los Angeles'ta eylemciler kent merkezindeki bir otoyola bariyerler ve moloz yığarak trafiğin akışını engelledi. Oakland'da bir ana caddenin ortasında ateş yakan, polis araçları ve işyerlerini tahrip eden eylemciler, ayrıca iki otoyolda trafiği engelledi. Atlanta'daki benzer olaylarda 21 kişi, Denver'da bir yolu trafiğe kapatan 4 kişi gözaltına alındı. Boston'da da bin 500 kişinin katıldığı büyük bir gösteri düzenlendi. Portland'da da bin civarında protestocunun katıldığı bir eylemden kopan bazı kişiler kent merkezinde toplu ulaşımı engelledi. Biber gazı kullanan polis bazı göstericileri gözaltına aldı.