Ebrehe ordusuna güvenir, Kâbe’yi yıkmaya yeltenir... Ezilmiş ekine döndüler

Düzenleyen: / Kaynak: Türkiye Gazetesi
- Güncelleme:
Ebrehe ordusuna güvenir, Kâbe’yi yıkmaya yeltenir... Ezilmiş ekine döndüler

Ramazan Haberleri Haberleri  / Türkiye Gazetesi

Ben develerin sahibiyim onları ver bana. Kâbe’nin sahibi ise Cenâb-ı Mevlâ. O Beyt’ini korur meraklanma!

Fil vakasını biliyorsunuz Habeşliler Yemen’de Himyeri devletine son verir, Bizans’a bağlı bir peyk peşinde koşar, Hristiyanlığı yaymak için baskıya başlarlar. Habeşistan’ın Yemen Valisi Ebrehe aferin almak için Kulleys adlı bir kilise yaptırır, altın gümüş ve cevahirle bezer, çok para harcar. Kâbe’nin yerine koyacaktır aklı sıra. Ama halk itibar etmediği gibi hafife alır. İçlerinden biri Kulleys’i kirletir, biride gece yaktığı ateşi dizginleyemez kiliseye sıçrar. Ebrehe çok kızar, Kâbe-i muazzamayı yıkmak için yola çıkar.

ASKERLER VE DEVASA FİLLER

Tabii işin içinde dünyalık da vardır. Eğer kervan yollarını ele geçirirlerse çok kazanacak, yıkılmayacaktırlar bir daha.

Ebrehe’nin 70 bin askeri vardır, kendisine karşı direnenleri yene yene Mekke’ye yönelir. Devasa filleri vardır, talimlidir, karşı koyanları ezip ezip geçer kolayca.

Bu arada Abdülmuttalib’in 200 devesine de el koyarlar. Abdülmuttalib uzun boylu, asil çehreli bir zattır. Ebrehe onun asil vakur simasını görünce elinde olmadan saygı gösterir, tahtının yanına oturtur, isteklerini sorar.

-Develerimi verin o zaman.

KABE'NİN SAHİBİ VAR

Ebrehe bu cevaba şaşar. “Seni ilk gördüğümde beğenmiş, saygı duymuştum. Şimdi gözümden düştün; tutmuş develerini istiyorsun. Ben de ricacı olacağını sandım Kâbe adına.”

-Ben develerin sahibiyim onları ver bana. Kâbe’nin sahibi ise Cenâb-ı Mevlâ. O Beyt’ini korur meraklanma!

Sonrasını biliyorsunuz söz dinlemeyen filler ve ebâbil kuşları…  O muazzam ordu bir anda ezilmiş ekine döner. İşte Allah’ın Habibi de o yıl doğar. MS 571 “Senetü’l-Fîl”

*****

HAZRET-İ İBRAHİM'İN BABASI TARUH'TUR

Fahr-i Kâinat buyuruyor ki: “Şüphesiz ki, Yüce Allah, İsmail’in (aleyhisselâm) evlâdı içinden Kinâne kabilesini seçti. Kinâne içinden Kureyş kabilesini, Kureyş içinden Hâşim Oğullarını, Hâşim Oğulları içinden de beni seçti.”

“Ben devirden devire ve aileden aileye süzülüp, seçilerek intikal eden Âdem Oğulları soylarının en temizinden yaratıldım. Nihayet şu içinde bulunduğum (Hâşimî) câmiasından neş’et ettim.”

“Allah beni dâima helâl babaların sulbünden, pâkize anaların rahmine naklederek nihayet babamla anamdan izhâr etmiştir. Ve (Âdem ile Havva’dan, Âmine ile Abdullah’a kadar) ebeveynim, katiyyen nikâhsız bir birliğe uğramamıştır.”

Put yapan Azer Hazret-i İbrahim’in üvey babasıdır. Hakiki babası Taruh olarak zikredildi yukarıda. Bu mevzuda ulu orta konuşanlar Efendimizi incitmekten çekinmiyorlar mı acaba?

*****

AZAD OLDU, AYRILAMADI

Eshâb-ı kirâmdandır. Yemenli Hakemi bin Sa’d bin Himyer’in kölesiydi. Peygamber Efendimiz satın alıp azad etmiş ve “Seni azad ettim, amma yine gönlümüz beraberdir. Sen bizim Ehl-i beytimizden sayılıyorsun” buyurmuşlardır. O da Peygamber Efendimizin hizmetinden hiç ayrılmamış, hazarda-seferde beraber olmuştu. Peygamberimize ve ailesine hizmet etmeyi her şeye tercih etmişti. Resûl-i Ekrem’in (aleyhisselâm) vefâtından sonra, Medine’de duramadı. Birkaç gün sonra Medine’den ayrılarak Remle’ye gitti. Orada yerleşti. Geniş bir ders halkası ve talebeleri vardı. Hazret-i Ömer’in hilafeti zamanında, Mısır’ın fethine katıldı. Mısır’ın fethinden sonra tekrar Remle’ye döndü. Daha sonra Humus’a gitti ve orada ev yaptırıp yerleşti. Hicretin 54 (m.675) senesinde Humus’ta vefât etti.

*****

SANA BİR ŞEY OLURSA!

“48 saat, ya sonra” diye düşündü Pelin. Sonrasını düşünmek bile istemedi. Yapabileceği bir şey yoktu. İmkan olsa oğlu için canını vermeye hazırdı. Fakat bu böyle bir şey değildi. İşte birkaç blok ötede, yoğun bakımda evladı yatıyordu. Göremiyordu bile onu. Doktor iki gün sonra belki demişti. Elden ne gelirdi. Nasıl dayanacaktı buna. Neye sarılacaktı. Çaresizlik ömründe ilk defa onu bütün varlığıyla kuşatmıştı.

Dayanak, güç almak. Sığınmak. Ama neye, kime, hangi çareye? Bütün çareler sırtını dönmüş koşarcasına bir anda ondan uzaklaşmışlardı. Hastaneye koşturan yakınlarının kırık dökük teselli sözleri onu ferahlatmaktan ne kadar da uzaktı.

“Ah yavrum. Genç yaşta babanı kaybettim. Sana bir şey olursa yaşayamam” demişti içinden. Bildiği dua da yoktu. Ne yüzle dua etsindi. İğrendi kendinden. “Yavrum bizim göremediğimiz gerçeği sen gördün. İyi kul olmak istedin. Sadece bu kadar. Biz ise seni deli yerine koyduk. Hâlbuki şu yaralı hâlinle sen ne kadar haklısın. Bir gün aniden gelecek, gelebilecek sonla sen çoktan yüzleşmişsin. Biz ise kaçmışız bir ömür boyunca” diye geçirdi içinden.

Sıkılıyordu, bunalıyordu. Bir çare lazımdı. Bir teselli. Kelimelerin, rol yapan çevresinin dışında tiril tiril bir teselliye ne kadar da ihtiyacı vardı. Öyle ki şefkat olmalı, bir umut ışığı yakmalı. Ve kararını verdi:

- Abi...
- Efendim Pelincim...
- Git bana bir eşarp al...
- Ne... Ne yapacaksın eşarbı
- Sen git al...
- Abisi hastanedeyiz, bir yere mi gideceksin?..
- Sorma sen git al diyorum. Lütfen...
- Pe... Peki...
...
Birazdan abisi elinde poşetle geldi. Ve meraklı gözlerle kardeşine teslim etti. 
Pelin anne eşarbı aldı ve hemşireye yöneldi. Kırık dökük, kalbi mahzun ve titreyen ses tonuyla sordu: 
- Hastanenizde mescit var mı?
                                 (Devam edecek)

*****

MERT OLAN İYİ GEÇİNİR

>> İnsan, ölüme hazırlanırsa, huyu güzel olur. Ölümü hatırlatmak, mü’min için müjdeli haber gibidir.
>>Ölümü unutup, çok yaşama arzusuna kapılan, üç şeye hasret gider. Topladığına doymaz, umduğuna kavuşamaz. Ahiret yolculuğu için yeterli hazırlık yapamaz.
>> Hiçbir zaman, hiçbir şekilde, hâlinizden şikâyetçi olmayın. 
Her zaman şükredici olun. Beterin beteri vardır.
>>Mertlik demek, herkes ile iyi geçinmektir.
>>Herkese iyilik yapamayız; fakat, hiç kimseye kötülük yapmaya hakkımız yoktur.
>> Mü’min kardeşinizin duasını almaya çalışın. Kurtuluşun onun duasında olabileceğini unutmayın.

Düzenleyen:  - Ramazan Haberleri
Kaynak: Türkiye Gazetesi
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...