Erdoğan'dan dershane eleştirisi
Erdogan'dan dershane elestirisi
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Antalya'da Milli Eğitim Şurası'nda önemli açıklamalarda bulundu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Likya World Otel'de düzenlenen 19. Milli Eğitim Şurası'nda dershaneleri sert bir dille eleştirdi. İşte o konuşmadan satır başları...
"EKONOMİNİN KALBİ TÜRKiYE'DE ATACAK"
Milli eğitim bakanlığımıza, tüm katılımcılara, gerek Şura'ya katkı sağlayanlara teşekkür ediyorum. 19. Şura'nın gerek katılımcılarıyla fark oluşturacağına inanıyorum ve MEB bakanımızı tebrik ediyorum. 19 ülkesi ile G20 platformun dönem başkanlığını devraldık. Ekonominin kalbi Türkiye'de atacak. Zirvenin yapılacak olan Antalya'yı şimdiden tebrik ediyorum.
NİTELİKLİ ÖĞRETMEN ÇOK ÖNEMLİ"
Nihai istişareler yapılacak ve umuyorum ki hayırlı kararlar alınacak. Eğitimin kalitesini arttırmak için kararlar alınacak. Nasıl zenginleştirebiliriz, nasıl geliştirebiliriz konuları çok konuşuldu, çok tartışıldı ve umuyorum ki bu Şura ile son nokta koyulacak. İstediğiniz kadar müfredatı kaliteli yapın nitelikli öğretmen olmadıkça bir işe yaramaz. Aslında öğretmenin ne kadar önemli olduğunun anlaşılması gereken bir anlayış tarzıdır. Biz adeta o topraklarda attıkları tohumlarız. Öğretim progranmları ve çizelgeleri başlığı altında eğitimin kalitesinin arttırılması konusunda iyileştirmeler yapılacak.
"UYUŞTURUCU BÜYÜK TEHDİT"
Okul güvenliği konusu da çok önemli. Uyuşturucu okullarımızda ciddi bir tehdit. Türkiye'de şuanda 31 milyon öğrenci eğitim-öğretim görüyor.Sadece öğrencilerin değil öğretmen ve velilerin de huzur kavramına kavuşmaları gerekiyor. Biliyoruz ki eğitim ve öğretim hayat boyu devam eden bir durumdur. Yeni bilgiler ortaya çıktıkça eğitim ve öğretimin değişmesi de son derece tabiidir. Yüzyılların ihmallerin telafi edildiği bir süreçten geçiyoruz. Mübalağa etmeden söylüyorum Cumhuriyetimizin ilk yıllarında eğitim ve öğretimde çok ciddi bir gelişmeler oldu. Ama biz eğitim ve öğretimi devralmadan önce bir duraksama dönemi yaşadı. Biz 12 yılda 78 yılda yapılanın 3'te 1'ini yaptık.
"4 ANA TEMEL ÇOK ÖNEMLİ"
12 yıl önce Türkiye'de 11 bin anaokulu vardı iktidardayken biz 15 bin okul yaptık. Geçtiğimiz 12 yıl içersinde ilk ve orta öğretim pansiyonları açtık. Türkiye genelinde 19 bin laborotuar vardı biz buna 15 bin ekledik. Bizim 12 yıl içerisinde okullara gönderdiğimiz bilgisayar sayısı 1 milyonu aştı. Tabi buna ilaven 10 bin tablet bilgisayar. Şuanda 852 bin öğretmenimiz var. Söylemek istediğim şu, 12 yıl önce eğitim alanında çok ciddi bir ihmal tablosuyla karşı karşıya kaldık. 4 ana temel çok önemliydi eğitim, sağlık, adalet ve emniyet.
"GÖZÜNÜ PARA BÜRÜMÜŞ KİŞİLERCE..."
Ben dershaneleri öğretmenlere bir hakaret olarak görüyorum. Neymiş ben okullarda öğretmenin verdiği dersi yeterli bulmuyorum ve para vererek dershaneye gidiyorum. Biz eğitimin önündeki engelleri önünden almaya çalışıyoruz. Bazı yerlerde bakıyorsunuz anne kolundaki bileziği satıyor, neden çocuğu dershaneye gidip üniversiteye girsin diye. Siz bu zulmü ortadan kaldırmak isterken gözünü para bürümüş kişiler Türkiye'yi ataşe atmaktan çekinmediler. Oradan ihanet sistemlerine adam devşiriyorlar. Siz bu duruma çomak soktuğunuzda en ağır iftira ve darbe girişimlerine maruz kalıyorsunuz. Biz boyun eğmedik. Hatta son dönemlerde net bir şekilde söyledim. isteyen öğrencilerimize hafta sonu eğitim verilecek.
"TOPLUM VE KÜLTÜRÜNDEN UTANAN BİREYLER YETİŞİYORSA..."
Attığımız her adımda önümüze çıkmaya çalıştılar. Eğitimin insanı formatlama amacıyla kullanılmasına bir sisteme bizim bir tahammülümüz olamaz. Biz sınavı bir yarış olamaktan çıkarıp öğrencilerimizi öğrenmeye ve yeteneklerine göre eğitmek için eğitim ve öğretim. İşte biz eğitimde bunu başarmamız eğitim sistemimizi sağlamamız, başarıya ulaşmışız demektir. En iyi sistemi oturtarak sarsılmaz bir eğitim sistemimi Türkiye'ye kazandırmış olacağız. Bizim eğitim sistemimiz öncelikle öğrenciye öz güven aşılamak zorunda. Bunu kazandıkça öz eleştiriyi atlamayacağını düşünüyorum. Eğer gençlerimiz en başta kendilerine, yakınlarına ve ülkesine yabancılaşıyorsa öz eleştiri eğitimi almamış demektir. Kendi toplum ve kültüründen utanan bireyler yetişiyorsa onun eğitiminde ciddi arıza var demektir.
"EGEMENLİK AYM'NİN DE DEĞİLDİR"
Şunu unutmayalım taklit eden, tahkir eden her zaman bir adım geride kalır. İlim Çin'de de doğsa gidip alalım. Çünkü biz şuna inanan bir toplumuz ilim Müslamanın iliğidir. Kendi özümüzden ruhumuzdan kopmayacağız. Başkalarına hayranlık değil. Dikkatinizi çekiyorum 1950'den vberi bu ülke demokrasi mücadelesi veriyor. Peki başardık mı? İnanın hala başaramadık. Bazıların hala sınıfta kaldığını üzülerek söylüyorum. 2014 yılındayız 1960'ın darbe girişimdekiler gibi hala o dönemin aktörleri gibi davrananlar var. Kendisini milletten farklı ve üzerinde olduğunu gören kişi demokratik değildir. Ne acıdır ki ben şu kuralı hatırlatmak zorunda kalıyorum, Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Egemenlik AYM'nin de değildir egemenlik milletindir. Hiç kimse bir kurumu milletin üzerinde hele ki siyaset kurumunun üzerinde göremez. 1960'lı yıllarda değiliz, hele ki darbe ortamında değiliz.
Yayın Tarihi
|
Bizi Takip Edin
YORUMLAR
