Türkiye çeyrek yüz yıl önce, 1999 Gölcük Depremiyle sarsılmıştı. 7,4’lük sarsıntı büyük yıkım meydana getirdi, binlerce vatandaşımız hayatını kaybetti. O gün bugün İstanbul depremini konuşuyoruz…

Bugünkü yazı konum, müteahhitlerin ruhsat alabilmek için CHP’li İBB Başkanı’na vermek zorunda kaldıkları rüşvet villaları, iskan için Bay Başkan’ın babasının üzerine yaptıklarını anlattıkları daireler falan olacaktı.

Tarihi ve tarihî şahsiyetleri olduğu gibi anlatmak, çarpıtmamak milletlerin hayatı için olmazsa olmaz şartlardan biridir…

Ben çocukken sabahları henüz güneş doğmadan zilimiz çalardı. Yatağımda uyanır ve babamın kapıya doğru koşuşunu duyardım. Sonra otomatiğin sesi gelirdi. Ve belli belirsiz ayak sesleri apartmanda…

Berlin’den Ankara’ya uzanan diplomatik hatta, son günlerde yoğun bir soğuk rüzgâr esiyor. Almanya, yaklaşık 30 adet Eurofighter Typhoon savaş uçağının Türkiye’ye ihracatına onay vermediğini açıkladı. Gerekçe ise iç siyasetimize doğrudan müdahale anlamı taşıyan bir konu: İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması.

Toplumları ayakta tutan değerleridir.

Bizim gazetenin cuma günkü sayısında George Gardi isimli menajerin sözüm ona bir marifeti yer almış. Galatasaray'a Morata'yı getirmek için Talisca'nın ismi kullanılmış.  Bence tam tersine Galatasaray'a zarar vermiş bu adam. Eh bir Talisca'ya bakın, bir de sahada yürüyen bu Morata'ya...

Kur’ân-ı kerimde meâlen buyuruldu ki: "Peygamber göndermeden önce, azap yapmayız!"

Dünyada birçok huzursuzluğun temelinde endişeler yatmaktadır. Ölümden korkan ve onu yolunda bir 'canavar' gibi gören kimse nasıl mutlu olur?

Resûlullah Efendimiz buyurdu ki: "Geceleyin Allahü teâlânın korkusundan ağlayan göze ateş dokunmaz."

Ahmed bin İbrâhim el Vâsıtî hazretleri “rahmetullahi aleyh” Vâsıt şehrinde doğdu. 1311'de Şam'da vefât etti...

Mazimi muhakeme edip iyi kötü yaşadıklarımı yazarak hem kendime çekidüzen veriyorum, hem de ders çıkarmaya, ibret almaya çalışıyorum.

“Çavuşum evli ve iki çocuk babasıydı. Çok çalışkandı ama heyecanlanınca kekeliyordu...”

Kadın misyonunu ele aldığımızda; eşine hanım, çocuklarına ana, anne babasına evlat, çevresine dost ve arkadaş, devletin oluşumunu sağlayan ilk başkandır. Çocuğunun yüreğini, kalbini ve aklını nasıl yetiştirdiyse, bir fert olarak topluma onu verir. Güzel yetiştirilmiş bir yürek, kalp ve akıl çevresine güzellik verirken, bunun aksi olan kişi tam tersini yansıtır. Onun için devlet, aileden oluşan parçalar bütünüdür. Bir aile ne kadar sağlıklı bir büyüme gerçekleştirirse, devlet de o oranda çalışkan, üretken, başarılı, verimli, faydalı ve güçlü bir büyük aile olur. Hiçbir şey karşısında durmaya güç yetiremez.